🐫 Trabzon Yöresi Türküleri Ve Hikayeleri

pBu4. Download Free PDFDownload Free PDF Siirt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2021Mehmet Akif KORKMAZThis PaperA short summary of this paper37 Full PDFs related to this paper Herhangi bir filtre seçin ve sonuçları görmek için Uygula'ya tıklayın Maçka Yolları Taşlı Oy. Maçka Yolları Taşlı, Gel Uyu Kalem Kaşlı. Ne Oldu Sana Yavrum, Böyle Gözlerin Yaşlı. Sayfalar Rastgele Parça Yürü bre yalan dünya sana Konan göçer birgün İnsan bir ekin misali Seni eken biçer birgün Yeryüzünde yeşil yaprak Yeraltında kefen yırtmak Bastığımız kara toprak Boyumuzu aşar birgün Gör yastığa düşer başın Gözlerinde kurur yaşın Belkide bir can yoldaşım Kefenimi biçer birgün Rastgele Parça Listesi Karadeniz türküleri haberleri ilk sayfaArama Sonuçları KÜLTÜR-SANAT2699 Gün 8 Saat 40 dk. önce yayınlandı 1 Zülküf Kar Elazığ’da yaşayan bir delikanlıdır. 1968 yılının Şubat ayında Elazığ’da bulundan Yemeniciler Çarşısında gece bekçilerinden biri tarafından sırtından vurularak öldürülmüştür. Zülküf evin tek oğludur. Okumayı söktükten sonra okulu bırakmış ve Elazığ’ın bazı eğlence mekanlarında takılmaya başlamıştır. Babası ve annesi henüz o gençlik yıllarının başında vefat ederek onu yalnız bırakmıştır. Zülküf çocukluğundan itibaren korkusuz, mert ve dürüst olarak tanınır çevresi tarafından. Herkes ondan çekinir, en ufak bir tartışmada karşısındakini korkutmayı bir şekilde başarır genç delikanlı. Takıldığı eğlence mekanları ve gazinolarda yaşadığı kavgalardaki cesareti ve mertliğini herkes bilir. Bu yüzden ona kabadayı der tüm arkadaşları ve tanıyanlar. Sorunu olanlara kendi usulü ile yardim eder. Bunun karşılığında da eğlence dünyasının bazı yetkilileri bazen isteyerek bazen de istemeyerek kendisini maddi olarak beslemeye başlarlar. Bir zaman sonra Ankara’da ve bazı diğer illerde de eğlence sektörünün bazı alanlarına gider ve oralarda da arkadaşlar edinir. Artık belli çevrelerden bir nevi haraç alabilen, bazı eğlence yerlerine direkt olarak hükmedebilen ve epeyce maddi olanaklara kavuşan bir kişi olur. Mahallesinde ve yörede fakir ve ihtiyaç sahiplerine maddi yardımlarda dunu-kömürü olmayanların kışlık yakacaklarını alır. Kabadayıdır ama kesinlikle çok dürüst, güvenilir ve namuslu bir insandır. Bir keresinde Ankara’da bir gazinoda eğlenirken çıkan kavgada iki kişi ölür ve kendisi de on beş yerinden yaralanır. Fakat tedavi olduktan sonra iyileşir ve tekrar Elazığ’a döner. Bu arada Elazığ’ın eski Gölcük Sinemasının karşısında KEBAN Taksi adında bir taksi durağı açarak onu çalıştırmaya başlar. Beş sene civarında bu taksi durağını işletir. Yığıki’nin bahçelerinde bazen klarnetçi Mevlüt Canaydın ve benzeri bazı mahalli müzisyenlerle sofralar kurup meşkler de yaparlarmış. Genellikle tek basına gezermiş. Mecbur kalmadıkça silah taşımaz ve kullanmazmış. Gazino aleminde ve eğlence sektöründe yasadığı olaylarda çok karsı karşıya gelmiş olacak ki, zabıta ile arası pek iyi değilmiş. Ağa, bey ve devlet yöneticileri ile herhangi bir samimiyet kurarak islerini yürütme yoluna pek girmezmiş. 1968 yılına geldiğinde Erzurum’dan akrabaları olan bir bayanla nişanlanmış. Bir gece bir sataşma yüzünden bir kavgaya karışır. Gece saat civanında asayiş yetkilileri kendisini sorgulamak istemiş. Fakat cesur ve gözü pek Zülküf’e fazla yaklaşmamışlar. Zülküfse üzerinde silah olduğu için gazinoyu terk edip Elazığ Yemeniciler çarşısına doğru uzaklaşmaya başlamış. Yerde çok kar ve buz varmış. Bir ara ayağı bir buz parçasına takılınca kayıp duşmuş. Arkasından yetişen gece bekçisi Ali Koç, gizlice arkadan beynine ateş ederek öldürmüş. Bu bekçi ise, Zülküf’ün o kış yakacağını alarak yardim ettiği bekçiymiş. Dürüst, namuslu,güvenilir ve başkasının malına ve mülküne tecavüz etmeyen ve fakir ve muhtaçları kollayan Zülküf’ün, bu şekilde nisanlıyken arkasından habersizce beynine sıkılan bir kurşunla daha 34 yasında iken öldürülmesi, kısa zamanda Elazığ’ın her yanında üzüntüye sebep olmuş. Bir nevi Elazığ ayağa kalkmış. Cenazesi Yığıki yeni mezarlığına kaldırılırken binlerce insan eslik etmiş. Bu acıklı son nedeniyle meçhul bestekarlar Zülküf’e ağıtlar yakmaya başlamış. Bu ağıt daha sonra sevilen mahalli sanatçı Sıtkı Demirci tarafından, 1969 yılında bir Elazığ ezgisi olarak plağa okunmuş. Birçok tanınan sanatçı tarafından hala daha seslendirilen bu ağıt yıllardır dinlense de türkünün hikayesini bilinerek dinlendiğinde daha da anlamlı bir hal almaktadır. İnişte yokuşta ata binmezdim Zülküf’üm kurşuna boyun eğmezdim Sol yanımdan değseydi belki ölmezdim Nidem anam nidem kaderim böyle Beynimden vuruldum gel insaf eyle Beynimden vuruldum gel otur ağla Yığıki bağlarının meyvesi değdi Zülküf bir kurşuna boyun eğdi Atılan kurşunlar Zülküf’e değdi Nidem anam nidem kaderim böyle Beynimden vuruldum gel insaf eyle Beynimden vuruldum gel otur ağla Zülküf Türküsünün Sözlerini konu içerisinde inceleyebileceğiniz gibi, sadece sözlerin bulunduğu sayfayı görüntülemek için bağlantıya tıklamanız veya sitede arama yaparak ilgili sözlere ulaşmanız yeterlidir. EREN ÖZTÜRK Çırpınıp da Şan Ovaya çıkıncaEğlen Şan Ovada gal Acem uğrun gaş altından bakıncaCan telef ediyor gül Acem seven oğlan neylesin malı,Yumdukça gözünden döker fındık, ağzı gahve fincanı,Şeker mi, şerbet mi bal Acem Çekiç AliYöre KırşehirHer ne kadar çok hareketli gibi görünse de bir hüzün vardı gözlerinde. Gülümserken bile gitmeyen bir ovaya çalışmaya gittiğinde hep görürdü onu. Öyle güzeldi ki bakmaktan alıkoyamazdı kendini. Bir yandan işini yapar, bir yandan da sessizce ovanın ortasında açan çiçeği kızı ara sıra başını kaldırır, Ali’nin gözlerinin içine bakardı. Dudaklarında anlık bir gülümseme olur, sonra başını öne eğerdi. Bu bakış, bu gülümseme Ali için dünyaya bedeldi. Geceler boyu Ali, Acem kızını göreceği sabahları bekler ve heyecandan O BAŞLIK PARASI Bir gün tüm cesaretini topladı, artık onunla konuşmalıydı. Uygun zamanı bekledi ve onu yalnız kaldığı bir an yakaladı. “Dur Acem kızı, korkma” dedi. “Seni her gün izliyorum. Gel benim sevdiğim ol.” Acem kızının gözlerinden bir damla yaş aktı ve koşarak uzaklaştı Ali’nin yanından. Ali anlam verememişti bu günden sonra acem kızı hiç gelmedi. Ali korktu, ona bir şey mi oldu diye. Ama çok zaman sonra öğrendi ki sevdiği kız başka bir köye ve üstelik yaşlı bir adama başlık parası için gelin tadı yoktu yaşamanın. Ali günlerce ovada dolaştı ve bu türkü döküldü dudaklarından. Her soluğunda Acem kızı diye haykırdı. Acem kızı bu türküyü duydu mu, ya da Ali’nin bu türküyü kendisine yazdığını biliyor mu, bilinmez... Ama bizler yıllardır söyler ve yaşarız bu yarım kalan sevdayı.

trabzon yöresi türküleri ve hikayeleri