🦛 Türkiye De Organik Gübre Üretimi

QWe7. "Tarımda kullanılan gübre miktarının düşmesi birim alandan alınan verimin de düşmesine neden olacaktır. Ülkemizde toprak ve bitki için gerekli olan azot, fosfor ve potasyum miktarlarının ülke olarak sadece yarısını kullanmaktayız." Gübre Tarımsal üretim sonucu topraktan eksilen bitki besin maddelerini tekrar toprağa kazandıran ve toprağın verim gücünü artıran maddelerdir. Hızla artan ülkemiz nüfusu ve gıda maddeleri gereksinimindeki artış ve kişi başına düşen ekilebilir alanların azalması, birim alandan daha fazla bitkisel üretimi gerektirdiğinden gübrelerin bugün olduğu gibi gelecekte de sürdürülebilir tarımın en önemli girdilerinden biri olması kaçınılmazdır. Bugün birçok ülkenin, uzun vadeli çıkarlarını dikkate alarak, ihtiyaçları veya ham madde kaynaklarına göre gübrelerden en üst düzeyde fayda sağlanabilmesi için; bitki istekleri, iklim, toprak yapısı, toprak pH’sı ve vejetasyon dönemini dikkate alarak doğru bitkide, doğru yerde, doğru zamanda, doğru gübreyi kullanması gerekmektedir. Günümüz şartlarında gübre ve bitki besini kullanmadan, birim alandan daha fazla ürün elde etmek teknik olarak mümkün değildir. Bitkilerini iyi besleyen ülkeler hayvan ve insanlarını da iyi beslemektedir. Türkiye’de son 5-6 yılda tarımda kullanılan gübre tüketim miktarlarına baktığımızda, 2015 yılında 5,5 milyon ton 2016 yılında tarımda kullanılan gübrenin KDV’sinin sıfırlanması nedeni ile 6,7 milyon ton, 2017 yılında milyon ton gübre kullanılmıştır. 2018 yılında ise yaklaşık 5,3-5,5 milyon ton arasında gübre tüketildiğini tahmin etmekteyiz. Tükettiğimiz gübrelerin yaklaşık 1/3’ünü ve gübre hammaddelerinin yaklaşık %95’ini ithal etmemiz nedeniyle gübre fiyatları döviz kurlarına bağlıdır. Taban ve nitratlı gübrelerde katkı maddesi olarak kullanılan kireç taşı, kil ve dolamit haricinde gübre üretiminde kullanılan girdiler tamamen ithal olarak getirtmekteyiz. Azotlu gübrelerin hammaddesi doğalgazdır. Ülkemizde çıkarılan doğalgaz miktarı ülke tüketiminin sadece yüzde 1’i seviyesindedir. Taban gübrelerinin hammaddesi ise fosfattır. Fosfat kayası Kuzey Afrika ülkelerinden ithal edilmektedir. Her ne kadar Mardin Mazıdağ’da fosfat yatakları bulunsa da rezervi yeterli değil. Gübre ithalatında kullanılan para birimi dolardır. 2018 yılı ilk 8 ayında Türk Lirası dolar karşısında yaklaşık yüzde 70 değer kaybetti. Sadece Ağustos ayında Türk Lirası dolar karşısında yüzde 35 değer kaybına uğramıştır. Unutmamak gerekir ki kullanılan gübre miktarının düşmesi birim alandan alınan verimin de düşmesine neden olacaktır. Ülkemizde toprak ve bitki için gerekli olan azot, fosfor ve potasyum miktarlarının ülke olarak sadece yarısını kullanmaktayız. Kaliteli bitkisel üretim için NPK dışında, leonardit, organik gübre, hümik asit, toz kükürt, çinko, bor, gibi toprak düzenleyiciler uygun miktar ve zamanda kullanmakla üretim arttırılabilir. Bugün Hollanda’da tarım alanında hektara 550 kg, Almanya’da 235 kg, Yunanistan’da 190 kg saf NPK 15-15-15 kullanılırken, ülkemizde sadece 95 kg saf NPK kullanılmaktadır. Ülkemizde toplam 7 üretici firma ile faaliyet gösteren yurtiçi kimyevi gübre sektörünün toplam üretim kapasitesi 5,7 milyon ton düzeyindedir. Çizelge-1. Gübre TL / Ton Fiyatları Not AS= Amonyum Sülfat,DAP= 18-46,NP= Taban Gübresi 20-20,NPK= Taban Gübresi 15-15-15 TL olarak verilen rakamlar gübrenin üreticiyeTON olarak satış fiyatlarıdır Bölgelere göre değişiklik olabilir. Döviz kurlarındaki artış yetmiyormuş gibi, Tarım ve Orman Bakanlığının çıkardığı DNA barkot ve karekod uygulamasının bedeli yine üreticilere çıkartılmıştır. Bu uygulamayla gübrelerde ton başına en az 50-55 TL, sadece karekod uygulanması halinde ton başına 15-20 TL, arttırılmış oldu. Çizelge-1. de görüleceği gibi üreticinin en önemli girdilerinden gübre maliyetleri 2018 yılının Ağustos ayı içerisinde dolar kuru 7 lira civarına gelince, gübre fiyatları % 142 ile % 152 arasında artış göstermiştir. Tabi yalnız gübre değil buna mazot, tohum, tarım ilacı gibi diğer girdilerinde fiyatları yılı Eylül ve Ekim aylarında Hububatların ekim zamanlarıgübre fiyatları hep % 100 ün üzerinde seyretmiştir. Bu dönemde birçok üretici tarlasına gübreyi ya atamamış ya da kullanacağı miktarın yarısını kullanmıştır. Kasım-Aralık aylarında dolar kuru 5,5 -5,4 seviyelerine indiğinde tablodan da görüleceği üzere fiyatlarda kayda değer bir düşme olmamıştır. 2018 yılının sonlarında hububat ekimleri tamamlanmış, maalesef gübre fiyatları yüzünden gübre kullanım oranı çok düşerek firmaların elinde stok kalmıştır. Ülkemizde mart başından itibaren ekimler başlayacağı için Ocak-Şubat aylarında gübre kullanımı yok denecek seviyededir. Dolar kuru 2019 yılı ocak ayı sonlarında 5,35 olmasına rağmen gübre fiyatlarında az da olsa bir düşme söz konusudur.% 10-15 Şu bilinmelidir ki gübre fiyatları Şubat ayı sonu-Mart ayı başlarında tekrar artacağını tahmin etmekteyiz. Üreticimizi 2019 yılı Mart ayı itibariyle zor günler bekliyor denilebilir. Çizelge-2. Ülkemizde Kimyevi Gübre Tüketimi Kaynak Tarım ve Orman Bakanlığı,*ZMO tahminidir. Çizelge-3. Ülkemizde Kimyevi Gübre Üretimi Kaynak Tarım ve Orman Bakanlığı,*ZMO tahminidir. Çizelge-4. Türkiye’de Gübre Tüketimi ton Kaynak Tarım ve Orman Bakanlığı Çizelge-5. Türkiye’de Gübre Üretimi ton Kaynak Tarım ve Orman Bakanlığı “Toros Tarım, üretim ve pazar payı itibarıyla Türkiye’nin en büyük gübre üreticisidir.” Kimya Sanayi Grubu, kimyevi ile organik-organomineral gübre üretimi, dağıtımı ve ticareti alanlarında faaliyet göstermektedir. 40 yılı aşkın bir süredir Türk tarımına hizmet eden Toros Tarım, İstanbul Sanayi Odası’nın açıkladığı Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2019 listesinde 52’inci sırada yer almaktadır. Gübre alanında Türkiye’deki toplam kurulu üretim kapasitesinin %38’ini elinde bulunduran Toros Tarım, üretim ve pazar payı itibarıyla Türkiye’nin en büyük gübre üreticisidir. Şirket, Ceyhan, Mersin ve Samsun’daki fabrikalarında ürettiği Amonyum Nitrat AN, Kalsiyum Amonyum Nitrat CAN, Diamonyum Fosfat DAP, kompoze NPK gübrelere ek olarak, çiftçinin her türlü bitki besin maddesi ihtiyacını tek elden karşılayabilmek amacıyla, üretmediği çeşitleri de yurtdışından temin etmekte, ayrıca klasik gübrelerin yanında suda eriyebilen özel gübreleri de ürün yelpazesinde bulundurmaktadır. 2017 yılında ilk organomineral gübre ürününü çiftçilere sunan Toros Tarım, 2019 yılında bünyesine kattığı Gönen Enerji yatırımı ile organik ve organomineral gübre pazarının da önemli oyuncularından biri olmuştur. Toros Tarım, gübre sektöründeki liderliğini Türkiye’nin her noktasına ulaşan geniş bayi ve yetkili satıcı ağıyla desteklemektedir. Türkiye’de bitki besini alanına yönelik ilk Ar-Ge merkezi 2017 yılında Türkiye’de bitki besini alanına yönelik ilk Ar-Ge merkezini Mersin Üretim Tesisi’nde hayata geçiren Toros Tarım’ın, araştırma geliştirme faaliyetlerine ayırdığı bütçe tarım sektöründe dikkat çeken bir büyüklüğe sahiptir. Ar-Ge Merkezi’nde tarımsal verimliliğe katkı sağlayacak yeni ürünler geliştirmenin yanı sıra mevcut ürünlerin iyileştirilmesi, üretim süreçlerinin geliştirilmesi, optimizasyon, üretimde enerji tasarrufu ve çevresel etkilerin azaltılması gibi konularda da projeler yürütülmekte, ayrıca üniversitelerle çeşitli işbirlikleri gerçekleştirilmektedir. Toros Tarım’ın uzun yıllardır pazar liderliğini korumasında, üretim gücü ve kalitesi kadar güçlü lojistik altyapısının ve yaygın bayi ağının da önemli rolü bulunmaktadır. Şirket, ürettiği gübrenin ihtiyaç duyulan yere zamanında ve kesintisiz bir şekilde sevk edilebilmesini sağlamak üzere, Türkiye geneline dağılmış toplam 550 bin tonluk depolama kapasitesine sahiptir. Ülkenin en ücra köşelerine kadar uzanan geniş bayi ağı ise Toros Tarım’ın en etkin satış kanalıdır. Halihazırda 729’si bayi ve 472’si yetkili satıcı olmak üzere toplam adet satış noktası ile faaliyet gösteren Toros Tarım, bu alandaki liderliğini 2019 yılında da sürdürmüştür. Coğrafi yayılımını ve ihracatını daha da güçlendirerek bölgesel bir oyuncu olmayı ve aşamalı olarak kendi markasıyla global ayak izini büyütmeyi hedefleyen Toros Tarım, 2019 yılında dünyanın en büyük gübre üreticisi Nutrien’in Romanya’daki satış ve dağıtım operasyonlarını yürüten Agroport Romania şirketini bünyesine katmıştır. Bu alandaki CFS ise, gelecekteki sanayi yatırımlarının portfolyo şirketidir. Nüfusun hızla artmasına paralel olarak gıda maddeleri ihtiyacındaki artış, sürdürülebilir tarımın temel girdilerinden biri olan gübreyi ülkelerin en değerli tarımsal üretim ögelerinden biri haline getiriyor. Kişi başına düşen ekilebilir alanların her geçen gün azaldığı Türkiye’de, alan başına daha fazla bitkisel üretim gerektiğinden dolayı gübreye olan ihtiyaç da büyümeye devam edecek. Türkiye’deki gübre tüketim miktarlarına bakıldığında, son beş yılda milyon ton ile milyon ton arasında değişen rakamlar dikkat çekiyor. 2015 yılında milyon ton olan tüketim, 2016’da gübrede KDV’nin sıfırlanması üzerine milyon tona ulaştı. Tüketim 2017 yılında milyon ton olarak gerçekleşirken, 2018 yılında bu rakam milyon tona düştü. Bir önceki yıla göre 2018 yılında meydana gelen yüzde civarındaki azalmanın, 2018’in yaz aylarında başlayan ekonomik çalkantılar ve kurdaki artıştan kaynaklandığını belirten uzmanlar, ithalata olan bağımlılık nedeniyle döviz kurundaki kayda değer artışın ve tarımın vadeli bir sektör olması nedeniyle finansman maliyetlerindeki artışın gübre fiyatlarını oldukça yükselttiğini vurguluyor. Türkiye gübre sektörünün her yıl üretimini artırdığına dikkat çeken sektör temsilcileri, ancak kimyasal hammaddenin yüzde 90’a yakın kısmının ithal edilmesinin fiyatları yükselttiğini ve bu durumun iç tüketimde azalmaya neden olduğunu belirtiyor. Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında, Türkiye’deki tüketimin oldukça düşük kaldığını aktaran uzmanlar, saf gübre kullanımının Hollanda’da hektar başına 530 kilogram, Almanya’da 240 kilogram, Yunanistan’da 190 kilogram iken, Türkiye’de bu rakamın 100 kilogram seviyesinde kaldığının altını çiziyor. Kimyasal gübre üretiminde kullanılan kimyasalların tamamına yakını ithal edilirken, organik gübre üretimi ise Türkiye’deki yerli kaynaklar kullanılarak yapılıyor. Üretilen gübrenin dağıtım kanallarını; zirai ilaç bayileri, gübre bayileri, tarım kredi kooperatifleri ve birliklerin de dahil olduğu Türkiye genelindeki 12 bin 500 civarında satış noktası oluştururken, Türkiye’de toplam yedi üretici firmanın faaliyet gösterdiği kimyevi gübre sektörünün üretimi ise yıllık ortalama milyon tonu buluyor. İhracat yapılan ülke sayısı 60’ı aştı Gübre Üreticileri, İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği’nin verilerine göre, 20 yıl önce net ithalatçı olan Türkiye gübre sektörü, bugün itibarıyla 300 civarında üretici firma aracılığıyla 60’ı aşkın ülkeye ihracat yapıyor. Yeniliklere ve teknolojiye yatırım yapan yerli firmalar; klasik gübre, özel gübre, organik gübre ve organomineral gübre gibi ana başlıklar altındaki ürün gamını her geçen gün büyütüyor. Yurt genelinde bakanlıktan lisans almış bin 92 irili ufaklı firma bulunduğunu ifade eden sektör temsilcileri, pazarın büyük bir kısmının ise altı veya yedi firmanın kontrolünde olduğuna dikkat çekiyor. GTS’nin kolay uygulanabilir bir sistem olması talep ediliyor Mevzuatta yaşanan aksamalar nedeniyle gübre üretim kapasitesinde yüzde 25 dolayında düşüşler olduğunu kaydeden sektör temsilcileri, bunu nedeninin; gübre takip sisteminin GTS kolay uygulanabilir bir sistem olmaması, maliyetinin yüksek olması ve konuyla ilgili tek bir yüklenici firmanın hizmet veriyor olmasından kaynaklandığını vurguluyor. Sektör temsilcileri, GTS’nin el yapımı patlayıcı EYP kapsamında sınırlı kalmasını, aksaklıklarının giderilmesini, maliyetinin düşürülmesini ve kolay uygulanabilir bir sistem olmasını talep ediyor. Türkiye; azot, fosfor ve potasyum miktarının yarısını kullanıyor Bu arada yerli kaynak ve atıkları kullanarak üretim yapan firmaların, uluslararası firmalarla rekabet eder konuma geldiğine dikkat çeken uzmanlar, son yıllarda organomineral, inhibitörlü gübreler ve teknoloji kullanımı konularında önemli gelişmeler yaşandığını vurguluyor. Global pazarda bugün itibarıyla öne çıkan temel iki unsurun teslimat zamanı ve fiyat olduğunu dile getiren sektör temsilcileri, Türkiye gübre üreticilerinin ihracatta rekabetçi olabilmesi için devlet desteklerinin artması ve bürokratik sürecin kolaylaştırılması gerektiğinin altını çiziyor. Türkiye’de kullanılan gübrenin yaklaşık yüzde 30’unun, gübre hammaddelerinin ise yüzde 90’ının ithal edildiğini aktaran uzmanlar, taban ve nitratlı gübrelerin katkı maddesi olarak kullanılan kireç taşı, kil ve dolamit dışında gübre üretiminde kullanılan girdilerin tamamen ithal edildiğini vurguluyor. Azotlu gübrelerin hammaddesinin doğalgaz olduğuna dikkat çekilirken, Türkiye’de çıkarılan doğalgaz miktarının yurttaki tüketimin yalnızca yüzde 1’i düzeyinde olduğuna vurgu yapılıyor. Organik gübre kullanımının teşvik edilmesi gerekiyor Taban gübrelerinin hammaddesi olan fosfat kayasının ise ağırlıklı olarak Kuzey Afrika ülkelerinden ithal edildiğini ileten uzmanlar, Mardin Mazıdağı’nda fosfat yatakları bulunduğunu, ancak rezervin yeterli miktarda olmadığını söylüyor. Toprak ve bitkilerin ihtiyacı olan azot, fosfor ve potasyum miktarlarının Türkiye’de sadece yarısının kullanıldığının altını çizen uzmanlar, kaliteli bitkisel üretim için organik gübre, hümik asit, toz kükürt, çinko, bor gibi toprak düzenleyicilerinin uygun miktar ve zamanda kullanılarak üretimin artırılabileceğini aktarıyor. Gübrede dışa bağımlılığın azaltılmasında atılabilecek en önemli adımlardan birinin yerli kaynaklarla üretilen organik gübreler olduğunu vurgulayan uzmanlar, son yıllarda üretici sayısının arttığını, irili ufaklı pek çok organik gübre üreticisinin iç pazara ürün sunduğunu anlatıyor. Başta solucan gübresi olmak üzere organik gübrenin tamamen yerli kaynaklarla üretildiğini ve toprağın verimliliğini yüzde 40 civarında artırdığını kaydeden uzmanlar, bu konuda çiftçilerin yeterince bilinçli olmaması nedeniyle organik gübre tüketiminin olması gereken seviyeye ulaşmadığına dikkat çekiyor. Devletin organik gübre kullanımını teşvik etmesini ve gübre üreticilerine yönelik destekler vermesi gerektiğini dile getiren uzmanlar, sürdürülebilir tarımın temel unsurlarından olan organik gübrenin, geleceğin yegane gübresi olacağını vurguluyor. - 1526 Güncelleme - 1526 Şanlıurfa'daki bir fabrikada üretilen organik gübre, iç pazarın yanı sıra başta Körfez ülkeleri olmak üzere, Avrupa ve ABD ülkelerinden talep görüyor. Şanlıurfa'daki bir fabrikada üretilen organik gübre, iç pazarın yanı sıra başta Körfez ülkeleri olmak üzere, Avrupa ve ABD ülkelerinden talep görüyor. Türk ve Katarlı iş adamlarının iş birliğiyle, Şanlıurfa-Mardin kara yolunun 45'inci kilometresinde 182 dönümlük alan üzerinde 2 yıl önce yaklaşık 40 milyon dolar bütçe ile yapımına başlanan tesis, 2019 yılında üretime geçti. Tesiste, bölgedeki küçük ve büyükbaş hayvan çiftliklerinden toplanan katı çiftlik gübresi çeşitli işlemlerden geçiriliyor. İşlemlerin ardından elde edilen organik gübre, tesisteki laboratuvarlarda yapılan testlerin ardından paketlenerek satışa hazır hale getiriliyor. Tarım alanlarına katkısıyla kısa sürede yurt içi ve dışında büyük ilgi gören organik gübre, başta Körfez ülkeleri olmak üzere Avrupa ve ABD'ye ihraç ediliyor. Yeşil Hayat Organik Gübre Fabrikasının Pazarlama ve Satış Sorumlusu Zeki Yıldırım, AA muhabirine, son yıllarda dünya genelinde organik gübreye ilginin giderek arttığını söyledi. Fabrikalarında üretim sırasında gübreye herhangi bir kimyasal madde katmadıklarını anlatan Yıldırım, "Tamamen doğal olan katı çiftlik gübresini tesisimize getirerek işlemlerden geçiriyoruz. Buradaki işlemlerden sonra tarımda kullanılabilir yüzde 100 organik gübre üretimi yapıyoruz." dedi. Yıldırım, organik gübreyi Antep fıstığı, pamuk ve diğer tarım ürünlerinde kullanan çitçilerden olumlu geri dönüşler aldıklarını, üreticinin hasatta güzel sonuçlar elde ettiğini söyledi. "Günlük kapasiteyi 900 tona yükseltmeyi planlıyoruz" Şanlıurfa'nın, Türkiye'nin önemli tarım ve hayvancılık merkezlerinden biri olduğunu, bunun ham madde ve pazarlama açısından kendilerine kolaylık sağladığını aktaran Yıldırım, şöyle konuştu "Ürettiğimiz gübreyi özellikle bölge tarımına sunuyoruz. Bunun yanında özellikle Körfez ülkeleri başta olmak üzere Avrupa ve ABD'ye, kurduğumuz bağlantılarla ihracatını gerçekleştiriyoruz. Dünyanın çeşitli yerlerinde yapılan fuarlara katılım sağlayarak yeni bağlantılar kurduk, inşallah farklı ülkelere ihracat yapmaya devam edeceğiz. Şu ana kadar sadece Körfez ülkelerine 4 bin ton organik gübre ihracatı gerçekleştirdik. Tesisimiz şu anda tek üretim bandı ve vardiya ile günlük yaklaşık 90 ton organik gübre üretim kapasitesine sahip. İleriki zamanda yürüttüğümüz yatırımlarla 3 vardiya 4 ürettim bandı şeklinde günlük kapasiteyi 900 tona yükseltmeyi planlıyoruz." "Dönüm başına 110 kilogram daha fazla pamuk verimi elde ettim" Organik gübre kullanan çiftçilerden Hakan Akıl da kimyasal ve organik gübre arasındaki farkı görmek amacıyla geçen yıl pamuk tarlasında organik gübreyi kullandığını belirtti. Tarlasının bir kısmında kimyasal, diğer kısmında ise organik gübre kullandığını kaydeden Akıl, "Deneme sonucunda gerçekten iki gübre çeşidi arasındaki farkı gördüm ve organik gübre kullandığım kısımda dönüm başına 110 kilogram daha fazla pamuk verimi elde ettim. Bu benim için önemli bir farktı. Şimdi de buğdayda denedim sonuçlarını hazirandaki hasatta göreceğim. Gelecek yıl da yine farklı ürünlerde organik gübre denemeye devam edeceğim. Farkı gördükçe inşallah organik gübreyi daha fazla kullanacağım." diye konuştu. Olağan dışı erişim tespit ettik... Cihazınızdan ya da bağlı olduğunuz ağdan sitemize olağan dışı otomatik erişim yapılmaya çalışıldığını görüyoruz. Şu anda talebinizi gerçekleştiremiyoruz, kısa bir süre sonra tekrar deneyebilirsiniz. Destek koduC528P0B2-0812 × Talebiniz başarıyla iletilmiş olup incelemeye alınmıştır. Hata Bildir İşleminizi gerçekleştiremedik. Lütfen tekrar deneyiniz. Kişisel verilerin korunması hakkında detayli bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

türkiye de organik gübre üretimi