🐍 Helicobacter Pylori Direk Antijen Negatif Ne Demek

Thefaecal antigen test for H. pylori has the obvious advantage of picking up only current infection, whereas serological testing can also pick up past infection, even if it has been treated. The only caveat to this is that for faecal antigen testing the patient should be off their proton pump inhibitor medication for at least two weeks before Konu Helicobacter pylori virüsünden kaynaklanan koku. Mesaj Tarihi: 13-Mayıs-2015 Saat 17:56. merhaba arkadaşlar. endoskopi sonucum elime ulaştı.durum pek iyi değil çünkü (Helicobacter pylori) adlı virüs midemde geziniyor yaklaşık 10 yıldır midemde ajan olarak gezen ve kötü ağız kokusu yapan bu virüs gibi gözüküyor. Helicobacterpylori (previously known as Campylobacter pylori), is a gram-negative, helically-shaped, microaerophilic bacterium usually found in the upper gastrointestinal tract. Over half of the world’s population is infected by H. pylori, more commonly in developing countries. It is a major cause of duodenal and gastric ulcers as well as Medpointmarka Helicobacter Pylori Antijen Kaset Test Neme karşı tam koruma sağlayan alüminyum ambalaj Kromotografikimmunoassay tekniğine dayalı kaset test Monoklonal antikor ile kaplanmış test membranı En geç 15 dakika içerisinde sonuç verir 25 adet/kutu{marka_baslik}Medpoint Helicobacter Pylori Antijen Kaset Test Akutenfeksiyonlarda klinik bulgular varsa IgM amntikorları istenir. İlk dönemde IgM antikorları negatif gelebilir. IgG antikorları daha önceki bir enfeksiyonu gösterir. 15- Helicobacter Pylori enfeksiyonu testleri: Helicobacter Pylori Antikorları IgA ve IgG Helicobacter Pylori Antikor Tarama Testi Kan Tahlil Sonuçları Negatif Ne Demek tahlilsonuclarim. ikili test sonuçları normal değerler net ile Kan Tahlil Sonuçları Negatif Ne İçeriğe atla Tahlil Sonuçları Keywords: Dyspepsia, Helicobacter pylori, prevalence, stool antigen test. ÖZET Amaç: Helicobacter pylori gastrit, peptik ülser ve gastrik kanser ile ilişkisi belirlenmiş bir mikroorganizmadır. Ge-lişmiş ülkelerde H. pylori antijen prevalansı düşük bulu-nurken gelişmekte olan ülkelerde oldukça yüksek olduğu bildirilmektedir. LaboquickHelikobakter Pilori Antijen (HP Ag) kaset testi, gaitada Helikobakter Pilori Antijeninin (HP Ag) immünokromatografik tabanlı, kalitatif olarak saptanmasına yönelik tanı aracı olarak kullanılır. Helikobakter pilori mide mukozasını enkfete eden gram negative bakteridir. Helikobakter Pilori ile enfekte olunması kronik gastrite Kırşehirbölgesindeki dispeptik hastalarda Helicobacter pylori antijen prevalansı EndNote'a Aktar Zotero'ya Aktar Mendeley'e Aktar Bibtex PDF. Tülin DEMİR KlimikDergisi • Cilt 17, Say›:3 • 2004, s:177-180 177 Girifl Helicobacter pylori,gastrik epitelyal hücrelerde kolonize olan, Gram-negatif spiral bir bakteridir. Oct 2018 - HPylori NEG - antigen NOT detected, stool test. Feb 2019 - HPylori NEG - antigen NOT detected, stool test. Sep 2019 - HPylori POS, stool test - result below: if he suggested that the diagnostic test is useless, creating false positive or false negative, perhaps he should use other diagnostic test, such as breath test. Helicobacterpylori IgG Pozitif 19.5 Helicobacter pylori IgA Negatif 7.7 Yorumlar misiniz hocam Helicobacter pylori IgG Pozitif 19.5 Helicobacter pylori IgA Negatif 7.7 Yorumlar misiniz hocam 4 yıl önce Dahiliye kategorisinde Yases sordu wiro. Midemdeki Helikobakter Piloriden Kurtulabilir miyim ? Helikobakter pilori ile ilgili detaylı bilgileri önceki yazımda yazımızda; bu mikrobu nasıl teşhis ediyoruz ? Bu mikroptan tamamen kurtulma şansımız var mı? Tedavide başarı şansımız ne kadar ? Bu sorulara yanıt vermeye çalışacağım. kansızlık yapar mı? hem demir hem de B12 eksikliğine bağlı anemi kansızlık yapabilir. Demir eksikliği anemisi ile arasında ilişki olduğu öne enfeksiyonunun demir emilimini engelleyerek demir eksikliğine neden olduğu ve tedavisi sonrası demir eksikliğinin düzeldiği bildirilmektedir . enfeksiyonunun mide ve oniki parmak barsağında kanamalı ülserlere, atrofik gastrite ve demir emilim bozukluğuna neden olarak demir eksikliği anemisine yol açtığı öne sürülmektedir. B12 vitamini ile arasındaki ilişkiyi inceleyen son dönemdeki çalışmalarda yoğunluğu ile B12 vitamini eksikliği arasında bir ilişkinin olduğu ve eradikasyonu sonrası B12 vitamini düzeylerinin ve kansızlığın düzeldiği öne nedenle kansızlığı olan hastalarda gastroskopi yapılmalı ve ile demir eksikliği anemisi arasında sıkı bir ilişki olduğu birçok araştırmada gösterilmiştir. pilori nasıl teşhis edilir ? Bu mikrobun tanısında endoskopiye dayalı yöntemleri sık yapılan hastalarda midenin değişik bölgelerinden biyopsi doku örneklerinde değişik yöntemler kullanılarak midede mikrop varlığı yöntemler şunlardır; Hızlı üreaz testi CLO testi, patolojide histopatalojik inceleme, mikrobiyolojide kültür incelemesi ve gram boyama yöntemleri yapılmaksızın üre-nefes testi veya kanda bu bakteriye karşı oluşmuş antikorların saptanmasına yönelik serolojik testler uygulanabilir. Üre-nefes testi için son 1 ay içinde antibiyotik veya mide asidini azaltan bir ilaç proton pompa inhibitörleri kullanmamış olmak gerekir. Kanda karşı oluşmuş antikorların saptanması sadece kişinin bu bakteri ile herhangi bir zamanda karşılaşmış olduğunu antikor + olan hastada midede mikrop var anlamına sonrası mideden mikrop temizlenir ama kan tetkikinde antikor pozitifliği devam nedenle bizler mikrop tanısında bu tetkiki kullanmıyoruz. Bunların dışında dışkıda antijeni ile de varlığı hastanemizde üre- nefes testi ve gaitada antijen testleri yapılmaktadır. Pratik uygulamamızda hastalarımızda tanısı için endoskopi yapıyoruz, mideden biyopsiler alarak hızlı üreaz testi ve histopatolojik inceleme yaparak mikrop varlığını araştırıyoruz. aşısı var mı? Ne yazık ki yok. pilori tedavisinde neredeyiz ? Tedavi başarımız nedir? Midedeki bu mikroptan kurtulabilir miyiz? Günümüzde tedavi rejimlerinde mutlaka mide asit salgısını baskılayan bir ilaç Bu grup ilaçlara proton pompa inhibitörü ’PPİ’’ adı verilmektedir ve en az iki çeşit antibiyotik birlikte kullanılmaktadır. PPİ ilaçların güçlü asit baskılayıcı etkisi ile antibiyotiklerin etkinliği ilk basamak tedavide üçlü tedavi rejimi 3 ilacın bir arada olduğu tedavi paketleri eczanelerde mevcuttur. Helipak ve Trio tedavi paketleri Bu pakette 3 ayrı ilaç bir 30 mg, Amoksisilin 1 gr, Klaritromisin 500 mg ilaçlardan sabah ve akşam alınmasını sabah 3 tablet, akşam 3 tablet süresi 14 gündür. Bu tedavideki başarı oranımız ne yazık ki ortalama %65 en önemli neden antibiyotiklere karşı gelişen antibiyotiğin mikroba karşı etkisiz olduğunu direnci ülkemizde %25-40 yüksek oranın nedeni ülkemizde antibiyotiklerin çok yoğun ve çoğu kez gereksiz kullanımıdır. Üçlü tedaviden 1 ay sonra üre nefes testi veya dışkıda antijeni bakılarak midedeki mikrobun temizlenip temizlenmediği tedavi başarısız olursa 2. basamak tedavide; 4 ilaçtan oluşan tedavi rejimi tedavideki başarı ise %77-97 arasındadır. Her iki basamak tedavi rejimleri ile de başarılı olunamazsa üçüncü basamak tedavi söz aşamada tedavi zordur ve hastanın mutlaka üst seviye gastroenteroloji kliniklerine sek edilmesi hasta bireysel olarak ele önce kullanılmayan antibiyotiklerle tedavi aşamada en doğru yöntem endoskopi yapılması ve mideden biyopsi ile parça alınarak kültür ve antibiyogram yapılmasıdır. Tedavi başarısını artırmak için hastanın tedaviye uyumu çok mutlaka ilaçları önerilen dozda ve sürede hastaya ait düzeltilebilir olumsuz faktörlerin ortadan kaldırılması sigara, şişmanlık da son derece önemlidir. tedavi rejiminde hastaların tedaviye uyumu nedir ve yan etkiler nelerdir ? Klaritromisin kullanımına bağlı olarak; ağızda tat değişiklikleri, bulantı kusma, karın ağrısı görülebilir. Amoksisilin kullanımına ile ishal ve allerjik reaksiyona bağlı cilt döküntüsü görülebilir. PPİ kullanımına bağlı yan etkiler olarak bu ilaçların yan etkileri yok denecek kadar tedaviye uyum konusunda duyarlı olmaları son derece önemlidir. kurtulabilir miyim? Bakteri, mideye ulaşınca mukoza epitel hücrelerinin yüzeyine yerleşir. Bu yerleşme, uygun tedaviyle bakteri yok edilmediği sürece hayat boyu devam eder. nedeniyle tedavi gören bir kişi mikrobu tekrar alabilir mi? tedavisi gören ve bu mikroptan kurtulan kişi bu mikroba karşı bağışık hale bu mikroba karşı gelişen antikorlar koruyucu antikorlar pilori enfeksiyonunun tekrarlaması çok sık karşılaşılan bir durum değildir. Aynı tür H. pilori’nin tekrar midede ortaya çıkışı nüks, yeni bir tür H. pilori ile bulaş ise re-enfeksiyon olarak adlandırılmaktadır. Re-enfeksiyon için risk faktörleri, düşük sosyo ekonomik düzey ve toplumda yüksek sıklığıdır. Gelişmiş ülkelerde re-enfeksiyon riski yıllık kişi başı % iken, gelişmekte olan ülkelerde bu oran % dolayındadır. Ancak Türkiye, Çin, Güney Afrika ve Polonya gibi bazı ülkelerde sık görülmesine rağmen, re-enfeksiyon oranları düşük bulunmuştur. SON SÖZ H. pilori günümüzde çok sık karşılaşılan ve direnç problemi nedeniyle tedavisi gittikçe zorlaşan bir mikroptur. Yeni tedavi yöntemlerine gereksinim olduğu aşikardır. 5 Sarımsak Doğal bir anti-inflamatuar ve antibiyotik olan sarımsağın; hem çiğ hem pişmiş halde tüketilmesi Helicobakter Pylori' nin öldürülmesinde etkilidir. 6 Propolis İçeriğindeki yüksek fenolik bileşenler bu patojen ile savaşta propolisi etkili Midedeki bakteriyi ne öldürür?2 Helikobakter nasıl yok edilir?3 Helicobacter pylori öldürür mü?4 Helicobacter pylori tehlikeli mi?5 Midede bakteri olması ne demek?6 Helikobakter Piloriden nasıl kurtulurum?7 Helikobakteri nasıl yok edilir ibrahim Saraçoğlu?Midedeki bakteriyi ne öldürür?Mide mikrobu bitkisel tedavisi için en çok bilinen bitkisel desteklerden biri brokolidir. 100-150 gram brokoliyi 5-6 dakika haşladıktan sonra suyunu içip, tanelerini de tüketebilirsiniz. Sabah ve akşam aç karnına brokoli yediğinizde alacağınız verim nasıl yok edilir?Bakterinin antibiyotik direnci nedeniyle, tedavisi 2'li ya da 3'lü antibiyotik tedavisi ve proton pompa inhibitörü, bizmut içeren ilaçlarla yapılabilir. 7 ve 14 günlük seçenekler kullanılabilir. Tamamen tedavi edilebilen bu hastalığın tekrarlama olasılığı da pylori öldürür mü?Helicobacter pylori bakterisinin, dünyadaki en yaygın enfeksiyon olduğunu ve zamanında tanı konulup tedavi edilmezse ileride mide kanserine neden olduğunu vurgulayan Gastroenteroloji Uzmanı pylori tehlikeli mi?Helikobakter pilori sadece ülser veya gastrite neden olmuyor. Bu mikrop kanserojen bir bakteri olarak kabul ediliyor. Bu mikrobu taşıyanlarda mide kanserine yakalanma olasılığı dört kat fazla bulunuyor. Ayrıca mikrobun mide lenfomasıyla da ilişkili olabileceği bakteri olması ne demek?"Helicobacter pylori adı verilen mide mikrobu insan vücudunda yer alan bakterilenden biridir. İleri derecede mide mikrobunun olması mevcut ülser durumunun kansere dönüşmesine neden olabiliyor. Bu nedenle mide mikrobu teşhisi ve tedavisi oldukça Piloriden nasıl kurtulurum?Günümüzde tedavi rejimlerinde mutlaka mide asit salgısını baskılayan bir ilaç Bu grup ilaçlara proton pompa inhibitörü ''PPİ'' adı verilmektedir ve en az iki çeşit antibiyotik birlikte kullanılmaktadır. PPİ ilaçların güçlü asit baskılayıcı etkisi ile antibiyotiklerin etkinliği nasıl yok edilir ibrahim Saraçoğlu?Helicobacter Pylori için Brokoli Kürü Nasıl Hazırlanır? Kaynayan yarım litre suyun içine 200-250 gram brokoliyi atılır. Hafif ateşte en fazla 4-5 dakika haşlanır. ve ılıdıktan sonra süzüp ayrılır. Üçte birini sabah, üçte birini öğlen ve son kalan üçte biri de akşam aç karnına içilir. Prof. Dr. Barry Marshall Helikobakter Pylori’nin ülsere neden olduğunu keşfetmiş ve bu çalışması nedeniyle de Nobel Tıp Ödülünü kazanmıştır. Bu mikrop gastrit,ülser, dispepsi ve mide lenfoması ve mide kanserine yol açabilir. Ayrıca demir eksikliğine bağlı kansızlık, karın ağrısı ve büyüme geriliği gibi sorunlara neden pilori Hp, mide yüzeyinin kronik iltihabına ve ülserlerine yol açabilen bir bakterinin adıdır. Mide duvarına tutunarak inflamasyona yol açabilir. H. pylori spiral yapıda, mikroaerofilik, mide ve duodenum’un mukus tabakasında yerleşen gram negative bir bakteridir. Biyopsiyle alınan örneklerde bekletmeden yapılan incelemelerde spiral biçiminde bekletildikten sonra yapılan incelemelerde ise küre biçiminde olduğu saptanmıştır. Helikobakter, mide ülserlerinin %70’inde bağırsağı ülserlerinin ise %90’ında görülmektedir. H. pilori’nin özelliği, mideyi döşeyen asitten zengin mukoza tabakası içinde yaşamasını sağlayan koruyucu ve güçlü bir hücre zarına sahip olmasıdır. Bu mikrop asit salgısını arttırmasının yanısıra midenin iç yüzeyini döşeyen mukoza tabakasına zarar veren toksinler Pilori peptik ülser hastalığının en önemli nedenidir ve bazı mide kanseri tiplerinin gelişiminde de bir risk faktörüdür. Helikobakter kronik enfeksiyonu midede kalıcı ve bazen ömür boyu devam eden kronik gastrite; bu da zaman içerisinde çok odaklı “atrofik gastrit” olarak bilinen özel bir gastrit türüne dönüşebilir. Araştırmalar bu bakteriyi taşıyan kişilerin mide kanserine yakalanma riskinin diğer insanlara göre 4 kat daha fazla olduğunu Pilori BelirtileriBirçok insan bu enfeksiyonu geçirse bile herhangi bir belirti göstermez. Helikobakter pilori ile enfekte olanların %80’den fazlası asemptomatiktir. Bazı kişilerde ise mide ve duodenal ülserler de dahil olmak üzere önemli sorunlara sebep olabilir. İştahsızlık, çok az yedikten sonra bile doyma hissi, şişlik, üst abdomende ağrı ya da sızı, bulantı, kusma, yorgunluk hissi ve düşük kan sayımı ortaya çıkabilecek belirtiler Pilori Nasıl Bulaşır?Helicobacter pylori’nin insandan insana geçişi mümkündür. Mikrobun geçiş yolu tam olarak bilinmemekle birlikte, insanlar arasında fekal-oral yolla dışkı ürünlerinin ağıza alınmasıyla veya oral-oral yolla tükrük, salya vb. bulaştığı düşünülmektedir. Eksik hijyen koşulları, meyve ve sebzelerin iyi yıkanmaması, ortak çatal, kaşık, tabak kullanımı, havlu veya diş fırçalarının ortak kullanımı gibi faktörler bulaşmayı kolaylaştırır. H. pylori enfeksiyonu’nun görülme sıklığı sosyoekonomik etkenlerle yakından bağlantılı olup, gelişmekte olan ülkelerde, gelişmiş ülkelere göre daha yaygın olarak görülür. Ülkemizde her 10 kişiden 8’i, Avrupa’da ise her 10 kişiden 4’ü bu bakteriyi taşımaktadır. Özellikle annede bu enfeksiyonun halinde bebek ve çocuklara geçme olasılığı Pilori TanısıHelikobakter pilorinin teşhisinde çeşitli testlerden yararlanılır. Bakterinin antikorlarının varlığını kanıtlamak için kan testi, dışkıda helikobakter antijen testi, üre-nefes testi, mideden alınan doku parçasıyla hızlı üreaz testi ve mikrobiyal kültür kullanılan yöntemlerdir. Kesin teşhis için en güvenilir metot, endoskopi ile yapılan inceleme ve bu sırada alınan biyopside bakterinin araştırılmasıdır. Ağız yoluyla yemek borusu, mide ve onikiparmak bağırsağına ulaştırılan endoskop ile tüm bölgeler ayrıntılı olarak incelenebilmektedir. Ayrıca cihazın ucundaki özel aletlerle kuşkulu noktalardan küçük biyopsi örnekleri alınabilmekte, bu örneklerde bakterinin mevcudiyeti kesin olarak saptabilmektedir. Üre-nefes testinin yapılabilmesi için son bir aydır mide asidini azaltmaya yönelik ya da antibiyotik türü ilaçların kullanılmamış olması Pilori TedavisiTedavinin temelini mide asit salgısını baskılayan bir ilaç ve en az 2 çeşit antibiyotiğin beraber kullanımı oluşturur. Fakat bu mikrobun mideden tamamen yok edilmesi oldukça zordur. Bunun nedenlerinden birisi bakterinin yerleşim yeri olan mide yüzeyinde kalın bir mide sıvısı bulunması ve bu ortama yüksek konsantrasyonda antibiyotiğin geçişinin zor olmasıdır. Mide veya duodenum ülseri olan, erken mide kanseri sebebiyle ameliyat geçirmiş ya da ailesinde birinci derecede akrabasında mide kanseri olan hastalar ile midesinde metaplazi denilen hücresel değişiklikleri olan hastalarda mutlaka tedavi pylori enfeksiyonunun belirti göstermeyen insanlarda da mutlaka tedavi edilip edilmeyeceği konusu tartışmalıdır. Bakterinin bazı kişilerde herhangi bir soruna neden olmazken bazı insanlarda ise şiddetli gastrit, ülser ağrılarına ve mide kanserine sebebiyet vermesinin nedeni de tam olarak açıklanamamaktadır. Tedavide Amoksisilin ve Klaritromisin gibi antibiyotik ilaçlar yeterli doz ve sürede kullanıldıklarında olumlu sonuçlar alınabilmektedir. Ancak ilaçların yan etkileri ve maliyeti gözönüne alındığında H. pylori varlığı gösterilen her insana bu tedavinin uygulanması hususunda tam bir fikir birliği kan grubuna sahip kişilerin kanında bulunan bir antijen, mide hücresinde de salgılanır. Helikobakter Pilori mikrobunun bu antijene yapışıp yerleşmesi ve dolayısıyla iltihap oluşması kolay olduğundan kansere yatkınlık fazlalaşabilir. Helikobakter mikrobunun genetik çeşitliliği bulunmaktadır. Bu mikrobun bilinen 38 türü mevcut ve bunların içinde yalnızca cag – A’ geni taşıyan tip ülsere neden olmaktadır. Bakterideki bazı genler mikrobun mideye yerleşmesinde ve kişinin bu mikroba geliştireceği bağışıklık yanıtında önemli rol oynar. Bu tür genetiği olan mikropla enfekte olanların gastriti daha şiddetli olur ve kanser eğilimi Üniversitesi Moleküler Kanser Araştırmaları Enstitüsü tarafından yapılan ve Proceedings of the National Academy of Sciences adlı dergide yayımlanan araştırma helikobakter pilorinin DNA’ya zarar vererek mide kanserine neden olduğunu göstermiştir. Araştırmada bakterinin yerleştiği hücrenin DNA’sında çift zincirli kırılmalara sebep olduğu tespit edilmiştir. Kırılmalar sonucu hücrenin genetik materyalinin hasar gördüğü, dokuda mutasyona sebep olduğu ve kontrolsüz hücre çoğalması neticesinde mide kanserinin meydana geldiği yeralan metin haber ve bilgi amaçlı hazırlanmış olup, hekimin uygulayacağı teşhis ve tedavisinin yerine geçmez. Herhangi bir tedavi sürecine başlamadan önce mutlaka sağlık uzmanının görüş ve onayı alınmalıdır. Merhaba, Bu yazımızı okuduğunuza göre büyük olasılıkla bir mide rahatsızlığınız var. Ya uzun süredir, kullandığınız ilaçlar ile geçmeyen ya da çareyi bitkisel çözümlerde aradığınız… Bu yazımızda sizin için mide rahatsızlıklarında zeytinyağının faydaları ile ilgili, internetten araştırdığınız zaman kendinizin de çok rahat bulabileceği bilgileri toplamaya çalıştık. Hele ki Helikobakter Pilori Helicobacter Pylori var ise mutlaka okumanızı tavsiye ederiz. İlk kısımda internette de bulabileceğiniz faydalı bilgiler var. Daha akademik çalışmalar istiyorsanız "National Center for Biotechnology Information”ya da "Journal of Agricultural an Food Chemisty” sayfalarına bakabilirsiniz her ikisinin linkine de sayfamızdaki "Zeytinyağı Mucizesi” başlığından ulaşabilirsiniz. İçerikleri İngilizce. Malesef Türkçe çok az araştırma var. İkinci kısımda da bu yazılarda adı geçen fenolik bileşenlerden bahsettik ve bu içerikteki yağı nereden bulabileceğinizi anlattık. Her zeytinyağında bu fenolik bileşikler yeteri miktarda olmaz. Dolayısı ile evdeki zeytinyağını içtim bir şey olmuyor demeniz gayet normal. Nedenleri ile anlattık. İçindeki polifenol seviyesi uluslararası laboratuvarlar tarafından belgelenmiş Fenolive ile ilgili bilgi verdik. Bir çok insana olduğu gibi umarım size de faydası olur. Sağlıklı günler dileriz. MİDE RAHATSIZLIKLARINIZ ve YÜKSEK POLİFENOLLÜ ZEYTİNYAĞIMIZ FENOLIVE 1984 yılında Avustralya'lı bilimciler Warren ve Marshall midede tespit ettiği bu bakteri; dispepsi üst karında şişkinlik, hazimsızlık, ağrı, dolgunluk hissi, ülser, mide kanseri ve lenfomaya neden olabilmektedir. görülme sıklığı, sosyoekonomik düzeyi düşük, gelişmekte olan toplumlarda yüzde 85’in üzerinde olabilir. Endüstriyel toplumlarda ise bu oran yüzde 40’ın altındadır. Ülkemizde de görülme oranı yüzde 55 ile 80 aralığındadır. erken çocukluk döneminde bulaşabilen ve tedavi edilmediğinde ömür boyu kalıcı olabilen bir bakteri türüdür. Hiçbir problem oluşturamayabileceği gibi gastrit, ülser, mide lenfoması, mide kanseri gelişiminde rol oynayabilir. Bu bakterinin saptandığı kişilerin yüzde 2 ila 20'sinde ülser görülebilir. Bunun yanında koroner kalp hastalığı, cilt hastalıklarından gül hastalığı, nedeni saptanamayan alerji, tiroit hastalığı, demir eksikliğine bağlı kansızlık, pıhtılaşmada rol oynayan hücrelerin azalmasına bağlı ciltte döküntülere neden olan hastalıklara da sebebiyet verebileceği hususunda görüşler vardır. Sebep olduğu kronik mukozal inflamasyon ile uzun dönemde başka faktörlerle beraber mukozanın değişimine katkıda bulunarak mide kanseri gelişmesinde rolü olabilir. Ayrıca son zamanlarda gastroenteroloji dışında şeker hastalığı, koroner damar hatalığı, baş ağrısı, Reynaud fenomeni ve safra taşı gibi durumlarda rolü olabileceğine ait yayınlar vardır. Hastaların çoğuna uygulanan tedaviler semptomları azaltmakla birlikte, etken olan enfeksiyon ortadan kaldırılmadığı sürece kalıcı bir çözüm oluşturmaz. Artık ülserlerin büyük bir kısmına neden olduğunu biliyoruz. Midenin asidik ortamında bile yaşayabilen bir bakteri olduğundan, tedavi için güçlü antibiyotikler kullanılır. Uzun yıllar çektikleri mide rahatsızlığının kaynaklandığından habersiz sayısız kişi pek de yararını görmedikleri anti-asit ilaçları kullandılar. Çoğu kişi reflü ve gastrit hastalıklarını birbiriyle karıştırabiliyor. Ancak reflü ve gastrit birbirinden ayrı rahatsızlıklar olup, kimi zaman kişide bu iki hastalığa birden de rastlanabilir. Gastrit, mide asitliğindeki artma ve mideyi asitten koruyan faktörlerin azalması sonucu ortaya çıkan mide veya oniki parmak bağırsağının iltihabıdır. Reflü ise mide içeriğinin asidinin patolojik şekilde mideden özefagusa yemek borusuna doğru geri kaçışıdır. Gastrit belirtileri arasında mide ağrısı, bulantı veya kusma, baş ağrısı, iştahsızlık, aniden çıkan ateş, baş dönmesi, dilde beyaz pas, yorgunluk görülürken, mideden boğaza doğru yayılan ve daha ziyade yemekten sonra oluşan yanma, reflünün en sık görülen belirtisidir. Hipokrat 2500 yıl önce bile mide problemi olan hastaları için zeytinyağını kullanmış diyerek reflü ve zeytinyağı ile ilgili yazımıza devam edelim. Polifenollü Zeytinyağının, mücadele ettiği laboratuvar ortamında yapılan çalışmalarda gözlemlenmiştir. "Virgin olive oil is an unrefined vegetable oil that contains a significant amount of phenolic compounds. Under simulated conditions, we have demonstrated that these substances can diffuse from the oil into the gastric juice and be stable for hours in this acidic environment. In vitro, they exerted a strong bactericidal activity against eight strains of H. pylori, three of them resistant to some antibiotics." Zeytinyağının birçok hastalığı önlemede ve sağlığımızı korumada oldukça önemli bir besin kaynağı olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak zeytinyağının, her yıl milyonlarca kişinin sağlığını bozan gastrit ve mide ülseri gibi pek çok hastalığın nedeni olan bakterisi üzerindeki etkisi araştırılmamıştı. Manuel Brenes ve arkadaşları, yaptıkları araştırmalar sonucu yeşil çay ve böğürtlen suyu gibi bazı doğal meyve ve sebzelerin bakterisinin çoğalmasını önlediğini keşfetmişlerdi. Daha sonra ise laboratuar ortamında yaptıkları bir araştırmada, zeytinyağının bu bakteri üzerinde etkisi olup olmadığını araştırdılar. Brenes ve arkadaşları, zeytinyağının içerisindeki sağlıklı fenolik bileşenlerin, mide ortamında bozulmadan saatlerce kalabildiğini görmüşlerdir. Zeytinyağında bulunan bu fenolik bileşenlerin ise birçok suşu üzerinde etkili olup bu bakterinin üremesini durdurduğunu görmüşlerdir. Hatta zeytinyağının, antibiyotiklere dirençli birkaç bakteri suşu üzerinde bile etkili olduğunu tespit etmişlerdir. Laboratuar ortamında yapılan bu çalışmalar sayesinde polifenollü zeytinyağının gastrit ve peptik ülsere karşı koruyucu olabileceği düşünülmüştür. Ancak bu tezin kanıtlanabilmesi için sadece laboratuar ortamında yapılan çalışmalar yeterli olmamakla beraber, bunun haricinde canlılar üzerinde yani fareler ve insanlar üzerinde de araştırmaların yapılması gerekmektedir. Yapılan bazı çalışmalar zeytin yağında bulunan polifenollerin ’ye karşı antibakteriyel aktivite gösterdiğini ortaya koymuştur. Zeytin yağını muntazam kullananlarda mide asit sekresyonunun da azaldığı bildirilmiştir. Zeytin yağı muntazam kullanılarak; enfeksiyonunun, ülserin, kanserin önlenmesinde kemoprevantif ajan olarak kullanılabilir. "Polifenollü Naturel Sızma Zeytinyağı’nın in vitro laboratuvar ortamında ’ye karşı bakterisidiyal etkisi olduğu gibi in vivo canlılar üzerinde olarak ta anti etkisi mevcuttur. Midenin çeşitli yağlı besinlere gösterdiği tolerans, kişiden kişiye değişir. Ama genel olarak,bol yağlı bir yemek, insana ağırlık duygusu verir. Yemek yağlı olduğunda, mide her zamankinden geç boşalır. Ne var ki 10 g.1 çorba kaşığı zeytinyağı, ister çiğ, ister önceden ısıtılmış olsun, midenin boşaltma süresinde değişiklik yapmaz. Mide tarafından en iyi tolere edildiği, başka bir deyişle hazmı en kolay yağ olduğu için,vücudun vitamin ve mineralleri almasını da kolaylaştırır. Zeytinyağının, mide iç zarını koruyucu etkisi olduğu, araştırmalarla ortaya konulmuştur. Bu da ülser gelişimini engellemede önemli bir avantaj oluşturur. Mukozayı korur, sindirim ve emilim sistemi bozuklukları, bağırsak hastalıklarını önler. Sıcak ve soğuk tüketildiğinde, mide asitliğini ayarlar, gastrit ve ülsere karşı koruyucudur. Mide koruyucuların zararlarını da ayrı bir bloğumuzda değerlendirdik, bakabilirsiniz Zeytinyağı, mide ülseri ve kansere karşı koruyucudur. Akdeniz diyetinin ana kaynağı olan zeytinyağında bulunan polifenoller, bakterisinin neden olduğu enfeksiyonu önleyebiliyor. İspanya Grasa Enstitüsü, Valme Hastanesi'nden bir grup araştırmacı, simule edilen in vitro şartlar altında, polifenolce zengin natürel sızma zeytinyağının, antibiyotiklere dirençli olduğu bilinen 8 suşuna karşı antibakteriyal etkisinin olduğunu rapor etti."Journal of Agricultural and Food Chemistry"dergisinde editör Concepcion Romero"Bu sonuçlara bakıldığında, polifenollü natural sızma zeytinyağının, peptik ülser ve gastrik kansere karşı kemoprotektifkanserle mücadele ajan olabilirliği açıktır" diyor. Araştırmacılar, daha önceki çalışmalarda yeşil çay, kızılcık şurubu ve bazı diğer doğal besinlerin, gelişmesini inhibe ettiğini gösterdi. Midenin asidik ortamında yaşayabilen bu bakterinin, peptik ülser ve gastrite neden olduğu bilinmektedir. Yeni çalışma ilk kez laboratuvar deneylerinde kullanılan zeytinyağı polifenollerin potansiyel rolü araştırıldı. Polifenollü natürel sızma zeytinyağında bulunan sağlığa yararlı fenolik bileşikler, midenin asidik ortamında saatlerce kalabiliyor. Aslında, simulasyon şartlar altında araştırma sonuçları şunu göstermiştir Zeytinyağında bulunan polifenollerin yarısı, gastrik sıvının su fazına difüze olabiliyor ve bu fenoller, en yüksek aktivitesi göstermektedir. Romero "Sonuçlar, secoiridoid aglycons bileşiklerinin, gastrik sıvının asidik ortamında parçalanmadığını gösterdi. Bu bileşikler, zeytinyağınınen güçlü anti-H. Pilori bileşikleridir" dedi. Crespi,zeytinyağının farelerde, Shay'ın deneysel ülserini engellediğine işaret etmiştir. Öte yandan Taits, ülserli 102 hastayı tedavi ederken, hayvansal yağları, zeytinyağı ile değiştirmenin, olguların %33'ünde lezyonlarda bir azalma ve %55'inde ülser nedbeleşmesi doku yitimlerini onarma süreci yaptığını, buna aşırı asit salgısı ve antral hipermotilitede bir iyileşmenin eşlik ettiğini bulmuştur. Ancel Keys, Akdeniz ülkelerinde kalp ve damar hastalıklarına çok az rastlanmasının nedenini araştırmış. Bütün yemeklerde sadece natürel sızma zeytinyağı kullanan bu hastalarda, ülser yaralarının kapanma oranının % 55 olduğunu saptamıştır. Kalp ve damarların yanında, cildin, karaciğerin ve sinir sisteminin en iyi besin dostlarından biri olan zeytin ve zeytinyağının mide için de son derece yararlı olduğu bir defa daha belgelendi. İspanyol bilim adamlarının yaptığı bir çalışmada natural sızma zeytinyağının gastrit mide yanması ve mide ülserine sebep olduğu bilinen isimli mikroorganizmaya karşı mideyi koruduğu ve tedavi ettiği tespit edildi. Öncelikle bu mikrobu laboratuvar şartlarında sızma zeytinyağı ile karşılaştıran bilim adamları, özellikle yağın içerisindeki antioksidan maddelerin gastrit ve ülsere sebep olduğu bilinen isimli bakterinin üremesini engellediğini fark ettiler. Bu etkiye sebep olan fenolik bileşikler aynı zamanda yeşil ve siyah çay, üzüm suyu, iyi kalitede kızılcık, yabanmersini, böğürtlen ve kiraz gibi koyu renkli meyvelerin kendilerinde ve sularında da bol miktarda bulunmaktadır. Ancak zeytinyağının iyileştirici ve ülserden, gastritten koruyucu gücünün sadece fenolik bileşiklerden ibaret olmadığı da başka bir gerçek. Çalışmanın yayımlandığı Journal of Agricultural and Food Chemistry Tarım ve Gıda Kimyası dergisi de ayrıca zeytinyağının içindeki bu fenolik bileşiklerin midenin asit ortamında saatlerce bozulmadan kalabildiği ve midede bulunan bakterisi ile savaştığı da ifade edilmiş. Zeytinyağının içerisindeki bu fenolik bileşikler antibiyotik direncine sahip bazı bakteri türleri üzerine dahi öldürücü etki göstermiştir. Bu yazımızda bahsedilen çoğu çalışma in vitro aşamada, yani laboratuvar ortamında ya da in vivo'da insan harici canlılar üzerinde yapılmıştır. Kesin kanıtlar olarak sunulabilmesi için insan üzerindeki çalışmaların da tamamlanmış olması gerekmektedir. Peki Nedir Zeytinyağını Bu Kadar Faydalı Kılan? FENOLİK BİLEŞENLER Son yıllarda diyet bileşenlerinin sağlık üzerine etkileri konusunda çok sayıda çalışma yapılmaktadır. Özellikle yağlarla ilgili çalışmalar artan obezite gibi sağlık problemleri dikkate alındığında önem kazanmıştır. Fakat maalesef yağlara olan ilginin artması bu konuda doğru bilgilerin tüketicilere ulaşması anlamına gelmemektedir. Margarin reklamlarında yapılan kalp dostu vurgusu bu konuya iyi bir örnektir. Genel olarak doymamış yağlar, doymuş yağlara göre daha sağlıklı kabul edilmektedir. Fakat her doymamış yağın sağlık etkisinin aynı olmadığı bilinen bir gerçektir. Özellikle doymamış yağların rafinasyonu sırasında yağa özgü fenolik bileşenler gibi miktar olarak az fakat etkisi önemli olabilecek bileşenlerin kaybı söz konusudur. Zeytinyağı sadece fiziksel işlemlerle elde edilen bir meyve suyu olduğu için diğer bitkisel yağlardan bu özelliği ile ayrılmaktadır. Dünyada Akdeniz diyeti olarak adlandırılan ve son yıllarda oldukça popüler olan yeme alışkanlığında zeytinyağı temel yağ kaynağıdır. Yeni çalışmalar zeytinyağındaki bileşenlerin daha önce bildirilenlerden çok daha fazla olumlu etkisi olduğu yönündedir. Fenolik bileşenler zeytinyağının hem olumlu sağlık etkilerini hem de lezzet profilini geliştiren bileşenlerdir. Tüketicilerin zeytinyağında serbest asitliği en önemli kalite kriteri olarak görmelerine rağmen, naturel sızma zeytinyağını diğer yağlardan ayıran en önemli özellik, yağın yaklaşık yüzde 2’sini oluşturan minör bileşenlerdir. Minör bileşenler arasında da fenolik bileşenler polifenoller önemli bir bölümü oluşturmaktadır. Tüketicilerin sahip olduğu bir diğer yanılgı da zeytinyağının acılık ve yakıcılığının artmasının olumsuz bir özellik olarak algılanmasıdır. Yakıcılık ve acılık zeytinyağı için olumlu özellikler olup fenolik bileşenlerin fazla olduğunun göstergesidir. Zeytinyağında çok önemli olan bu bileşikler çeşitli koşullardan etkilenmektedir. Zeytinin yetiştirilme aşamasından itibaren bu özel ve önemli bileşiklerin korunmasını sağlayacak önlemlerin alınması, doğru süreçler ile üretilmesi ve zeytinyağının iyi koşullarda saklanması gerekmektedir. Polifenoller bitkilerde doğal olarak bulunur. Vitamin ve minerallerden farklı olarak temel besin ögesi değiller, ancak vücuda olan yararlı etkileri ile pek çok mekanizmaya katkıda bulunurlar. Meyve ve sebzeler polifenol kaynaklarıdır. Diğer kaynaklar arasında kabuklu yemişler ve tohumlar, kakao ürünleri örn. siyah çikolata, tam tahıllı ürünler, çay ve kahve ile kırmızı şarap gelir. Polifenoller antioksidan özellikleriyle bilinir. Polifenollerin kanser oluşumunu ve tümör gelişimini engellediğiyle ilgili kanıtlar bulunmaktadır. Polifenoller reaktif unsurlara ve kanserli ve mutasyona uğramış hücrelere müdahale edebilmekte, hücre çoğalışını denetleyen ana proteinlerin harekete geçmesini sağlayabilmekte ve kansere bağlı bir takım genlerin ortaya çıkışının önünü kesebilmektedir. Bu konular ile ilgili olarak önemli kurumlar tarafından yayınlanmış oldukça fazla makeleye artık internet üzerinden de ulaşmak mümkündür. Vücudumuz, her meyve, sebzenin içindeki polifenollerin hepsinden de faydalanamamaktadır. Örneğin elmada 5000 mg/kg polifenol bulunmasına rağmen, bunun sadece %0,2’sini alabilmektedir. Oysa ki aç karnına içilen polifenollü zeytinyağının %90’ını emebilmekte, içindeki faydalı bileşiklerin de %45-55’ini anlatımı ile elma örneğinde olduğu gibi vücuda 10 asker gönderilebilirken, 900+ polifenollü zeytinyağı ile ise 450 asker gönderilebilmektedir. Zeytinyağındaki fenolik bileşikler ile ilgili daha fazla bilgi isterseniz Mart 2019 tarihinde çıkan Bilge Ağaç Dergisindeki yazımıza bakabilirsiniz FENOLIVE Her zeytinyağında yeterli miktarda fenolik bileşik yoktur. Aslında her zeytin çeşidinde farklı miktarlarda fenolik bileşik vardır ile başlamak lazım. Polifenolü bol bir yağ elde etmek için doğru zeytin çeşitleri ve de doğru bölgedeki zeytin ağaçları seçilmelidir. Dolu vuruğu, sinek yarası olan hiçbir ağacın meyvesi kullanılmamalıdır. Zeytinler, ağaçtan özenle toplanılmalıdır. Sırıkla toplamak, yere düşürmek zeytinde oksidasyonu başlatır. İçindeki fenolik bileşikler kaybolmaya başlar. Biz Fenolive serisi ürünlerde tüm ürünü teker teker elle topluyoruz. Zeytin bekledikçe de oksidasyon devam eder. Fenolive’de kasalarda taşıdığımız ürünü 4 saat içinde de sıkarız. Zeytinyağındaki fenolik bileşikler ısıyı ve de hava ile teması hiç sevmez. Isıda kaybolurlar, hava ile temasta uçar giderler. Dolayısı ile sıkım kesinlikle 27 derecenin altında olmalıdır, yani soğuk sıkım olmalıdır. Taş değirmenlerin adı güzel gelse de hava teması yüksek olduğu için orada da kaybolurlar. Sıkıldıktan sonra da yağ iyi korunmalıdır. Bu amaçla üretilmiş özel tanklar kullanırız, ağzı İtalyan kapak denilen cinsten, Sağlık Bakanlığı onaylı çelikten… Hava ile teması yok gibidir. Tankın içindeki yağ boşaldıkça da yine hava temasını engellemek için azot gazı basarız. Özetle Fenolive serisi ürünlerdeki tek amacımız sağlık için çok faydalı bileşikleri yakalayıp, onları en üst düzeyde yağa geçirip, korumaktır. Normal sıcak sıkım yağı üretirken 3,5-4 kg zeytinden 1 kg yağ elde ederken, Fenolive’de, erken hasatta, 50 kg zeytinden 1 litre yağ elde ettiğimiz zamanlarda olur. Düz arazide, karışık bir şekilde toplamada bir işçi 100-120 kg toplarken günde, Fenolive’de 20 kg topladığı zaman mutlu oluruz. Fenolive serisi ürünler Avrupa Birliği Sağlık Beyanı’na uygun bir şekilde "Sağlıklı Naturel Sızma Zeytinyağı” kategorisindedir. İçerdikleri polifenol miktarına göre gruplandırılmıştırlar. 350+’ın anlamı, üretim tarihi itibarı ile içinde 350 ve üzeri mg/kg fenolik bileşik var demektir. Bu ölçümler şahit numunileri tespit ettirilerek, uluslarası geçerliği olan IOOC International Olive Oil Council onaylı laboratuvarlarda tank bazında yapılır ve de ölçüm raporu ürün ile birlikte sizlere gönderilir. Piyasada bulunan polifenollü ürünlerin raporları arasında ölçüm yöntemleri/raporlama yöntemleri açısından farklar olabilmektedir. Aynı ürün, farklı bir yöntem kullanılıp raporlatılsa çok çok daha yüksek rakamlı bir rapor yayınlamak mümkündür. Ama biz uluslararası geçerliliği olan, IOC tarafından geliştirilen methodlardan Doc. No 29'a göre tyrosol cinsinden raporlatmaktayız. Konunun detayını "Piyasadaki Polifenol Ölçüm Raporları ve Farkları" bloğumuzda bulabilirsiniz. Fenolive 900+ ve 750+, geçen sene ulaştığımız seviyelerimiz... London IOOC International Olive Oil Council - Londra Uluslararası Zeytinyağı Konseyi tarafından yapılan yarışmada "Health Claim Sağlık İddiası" kategorisinde çifte madalya ile ödüllendirildiler. Böylece ürünümüz uluslararası olarak da, bağımsız kurumlar tarafından tescillenmiş oldu. Bu madalyaların ÜLKEMİZİN bu kategoride aldığı ilk madalyalar olduğunu biliyoruz. Bu sene yine kendimizi aştık. 1092mg/kg polifenol seviyesine ulaştık. Ve ALTIN MADALYA geldi... Sağlık İddiası kategorisinde... Ülkemizdeki kaliteli zeytinyağı üretiminin geldiği noktayı tüm dünyaya göstermeye katkımız olduğu için de çok mutluyuz. GURUR DUYUYORUZ... Not Health Claim kategorisine katılabilmek için natürel sızma zeytinyağı kategorisinde yarışacak kadar iyi bir yağınız olmalı, üstüne de içindeki polifenol seviyesi belli bir seviyenin üstünde olmalı... Kaliteli natürel sızma zeytinyağı kategorisinde verilen altın madalya sayısı 100'den fazla iken health claim'de sadece 6. Bu seneki yeni ürünümüz 1050+ ile heyecanımız daha da büyük... İşimizi aşkla yaptığımızın en büyük kanıtı... Kendimizi aşmaya çalıştığımızın en büyük kanıtı... Bir bahçeden ne polifenol çıktı ise artık demeyip, polifenolü bulmak için çok emek verdiğimizin bir kanıtı... Polifenol nedir? Ne gibi faydaları vardır? gibi birçok sorunuza yanıtları "Zeytinyağı Mucizesi" bloğumuzda bulabilirsiniz. ÖZETLE HER ZEYTİNYAĞI OLMAZ... Sağlığınızı korumaya destek olabilecek doğal ürünlerimize ulaşmak için Ürünler ile ilgili yorumlara ulaşmak için Sağlık için, Sağlığınıza için... TLOS OLIVE AİLESİ Helicobacter pylori, peptik ülser hastalığının başlıca nedeni olduğu bilinen bir bakteri türüdür. H. pylori testi, bakterilerin neden olduğu gastrointestinal GI bir enfeksiyonu tespit eder. H. pylori özellikle gelişmekte olan ülkelerde çok Helikobakter pilori pozitif ne demek?2 Gaitada Helicobacter pylori direk antijeni test pozitif ne demek?3 Helikobakter belirtileri nelerdir?4 Helicobacter pylori ne öldürür?5 Mide biyopsi sonucu pozitif ne demek?6 Helicobacter pylori tamamen geçer mi?7 Fekal antijen testi nedir?Helikobakter pilori pozitif ne demek?Helikobacter Pylori Saptama Testleri -Kan Antikorları Bir insanın kanında Helicobacter pyloriye karşı oluşan antikorların varlığı saptandığında bu insanın bakteri ile enfekte olduğu veya geçirilmiş bir enfeksiyonunun var olduğu anlamına Helicobacter pylori direk antijeni test pozitif ne demek?Testin anlamı Helicobacter pylori varlığının gösterilmesi ve tedavisinin izlenmesi açısından yararlıdır. Bu bakteri gastrit, gastrik ve duodenal ülser, gastric kanser oluşumuna neden olabilir. Özellikle tedavinin izlenmesinde non invaziv olan bu test tercih belirtileri nelerdir?Sıklıkla herhangi bir semptoma neden olmuyor. Mide yanması ve ağrısı, göbek çevresi karın ağrısı, bulantı, kusma, gaz, şişkinlik, yemek sonrası dolgunluk hissi, geğirme ve ağız kokusu gibi sindirim sistemi semptomları hastalığın temel bulguları arasında yer pylori ne öldürür?5 Sarımsak Doğal bir anti-inflamatuar ve antibiyotik olan sarımsağın; hem çiğ hem pişmiş halde tüketilmesi Helicobakter Pylori' nin öldürülmesinde etkilidir. 6 Propolis İçeriğindeki yüksek fenolik bileşenler bu patojen ile savaşta propolisi etkili biyopsi sonucu pozitif ne demek?Mide biyopsisi, mideden doku alınarak incelenmesidir. Bu tahliller ile belirli bakterilerin mide dokusu üzerinde büyüyüp büyümediğini belirlenebilir. Normal olmayan bir sonuç; kişinin bakteriyel enfeksiyon, inflamasyon veya mide kanseri olduğunu gösterebilir. Normal sonuçlar ise acil bir sorun olmadığı anlamına pylori tamamen geçer mi?Çocukluk çağında alınan bakteri tüm yaşam boyunca tedavi edilmediği sürece midede yerleşmektedir. Kendiliğinden ortadan kalkması mümkün antijen testi nedir?Non-invazif olan testlerden üre nefes testi ve fekal antijen testi aktif enfeksiyonu gösterir ve eradikasyon tedavisi sonrasında H. pylori durumunun araştırılmasında kullanılabilirler.

helicobacter pylori direk antijen negatif ne demek