⛈️ 4 Kutsal Kitabın Ilk Emri

Meryemoğlu İsa’ya da açık belgeler verdi ve onu Kutsal Ruh ile destekledi. Allah, tercihi (insanlara bırakmayıp) kendi yapsaydı, sonrakiler o açık deliller geldikten sonra birbirleriyle savaşamazlardı. Ama ayrılığa düştüler; kimi inanıp güvendi, kimi âyetleri görmezlikten geldi (kâfir oldu). Tercihi Allah yapsaydı, birbirleriyle savaşamazlardı. Bukitabın da kendilerini bu rahatsızlıklardan kurtarabilecek, onları bir nebze rahatlatacak, adeta bir sihirli değnek etkisi yapacak bir kitap olduğunu düşündükleri kanısındayım. En iyi 5 aksiyon filmi yazımda ilk incelediğim Kutsal Hazine Avcılar general Maximus ve ailesini öldürme emri çıkarır. Ama Maximus YANILGI26 . Y. Şahitleri Kutsal Kitap'ın kan yeme yasağını çarpık yorumlayarak kan naklini redder ve bunun kabulünün Tanrısal emri çiğnemek ve ebedi hayatı yitirmek olduğunu öğretirler. Cemiyetin bu yasağından dolayıdır ki, binlerce kişi ve hatta birçok masum bebek şahitler tarafından ölüme terkedilmişlerdir. Muhammede gönderdiği kutsal kitabın adı nedir? 13-Rabbimiz Allah’ın peygamber Efendimize göndermiş olduğu ilk ayetteki emri hangisidir? A-Namaz kıl B-Düşmanlarınla savaş C-Oku D- Oruç tut. Kuran-ı Kerim Hıristiyanların kutsal kitabıdır. 3-( ___ ) Kuran-ı Kerim Hz. Musa’ya indirilen kutsal kitaptır. KutsalKitap’ın birinci kitabı olan Yaratılış, ölüm ve acıyı anlamamız için çok önemlidir, zira ölümün bizzat başlangıcı bu kitabın ilk bölümlerinde anlatılır. Elbette, Yaratılış bölümünü okumadan ölüm ve acıyı anlamak yolunda kaybolmak kaçınılmazdır. Duatoplantılarında ve Kilise’de kolaylık olması açısından Temel dualar bölümündeki ilk 6 duayı ezberlemeniz yeterli olacaktır. Ayrıca, Kutsal Yazıtları; Kutsal Kitabın yorumlarını yargılama ve gerçek anlamı verme yetkisine sahip kutsal ana Kilisemiz’in anladığı ve anlattığı şekilde kabul ediyorum. Onları İlkinen kutsal ayettir “OKU” emri Bu, şunu gösteriyor ki içi boş beyinlerle anlamadan, özümlemeden okunmuş kitabın çok anlam kazanmadığı, bilgi yığını hamalı insan tipiyle topluma yansıyacağı, yakasında taşıdığı madalya ‘bilgi hamalı boş beyinli adam’ olacağını bilmeli Belki bu halıyla ilk etapta BazıHristiyanlar, Kabalayı kutsal kitabın gizlerini onlara açacak bir araç olarak gördüler. Bazıları ise Yahudileri Hristiyanlığa döndürmeye yarayacak doktrinler bulmaya çalıştılar içinde. İlk başlarda Hristiyan Kabalası denen daha sonra Hermetik Kabala adını alan bu akım tamamen Yahudi Kabalasının dışında ibrahimidinlerin 3 kutsal kitabı olarak değiştirilmesi gereken başlık. zira dünya üzerindeki bütün dinler düşünülünce dörtten çok daha fazla kutsal kitap olduğu aşikardır. ayrıca ibrahimi dinlerin 4 değil, 3 kitabı vardır: tanah/eski ahit, incil/yeni ahit ve kuran. tevrat, tanah'ın ilk bölümü, zebur ise üçüncü KUTSALKİTAP'IN İÇERİĞİ Kutsal Kitap, Eski ve Yeni Antlaşma olmak üzere iki kısımdan oluşur. Eski Antlaşma, İbranice ve Aramice olarak yazılmıştır. Eski Antlaşma 39 kitaptan oluşmaktadır. Kutsal Kitabın İçeriği. Oluşturan: Guest Lucky, Mayıs 7, 2008, Yer: Hristiyanlık. Paylaş More sharing options Nefsi Mutmainne Dairesi'ndekilerin Sıklıkla Gördükleri Rüyalar Nefs-i Mutmainne basamağının özelliği, "Sıfat-ı Kâmile"dir. Yani bu basamağa yükseltilen zât, her yönüyle mükemmelleşen bir kimsedir. Nefs-i Mutmainne'nin alametleri şunlardır: Tevekkül, Amel (iş, eylem), Cü' (açlık), fikr (tefekkür), ibadet (kulluk) ve Hattaemzikteki olsa bile." ifadesi yer almaktadır. Kitapları : 1- Sahur Duası Şerhi 2- "Re’su’l-Calût" Hadisinin Şerhine İmam’ın Haşiyesi 3- "Akıl ve Cehl Ordusu" Hadisinin Şerhi 4- "Fusûsu’l-Hikem"in Şerhine Haşiye 5- "Kırk Hadis" Şerhi 6- Namaz Âdâbı (Âdâbu’s-Salat) 7- UQLyOi4. Suhuf nedir, hangi peygambere kaç sayfa suhuf gönderilmiştir? İlahi kitaplar nelerdir, hangi peygamberlere gönderilmiştir? Dört ilahi kitap ve özellikleri nelerdir? İlahi kitapların gönderiliş kitaplar peygamberlere ya sayfalar halinde, küçük çaplı kitapçıklar olarak indirilmiş ya da tam kitap olarak gelmiştir. Bu yüzden ilâhî mesajı sayfalar ve kitaplar olmak üzere ikiye ayırabiliriz. Kitaplar da Tevrat, Zebur, İncil ve Kur’an’dan ibarettir. SUHUF NEDİR, HANGİ PEYGAMBERE KAÇ SAYFA SUHUF GÖNDERİLMİŞTİR? Sahîfe kelimesinin çoğulu suhuftur. İnsanlık âleminin ilk dönemlerinde, dar çevrede, küçük toplulukların ihtiyaçlarına cevap vermek üzere indirilen birkaç sayfadan oluşmuş kitapçık ve risâlelere “suhuf” denir. Kur’an-ı Kerîm’de Hz. İbrahim ve Hz. Musa’ya indirilen sayfalardan söz eden iki âyet vardır.[1] Ebû Zerr rivâyet edilen bir hadiste, bu sayfaların sayısı 100 olup aşağıdaki peygamberlere indirilmiştir İlk insan ve peygamber olan Hz. Adem’e 10 sayfa, Hz. Şit’e 50 sayfa, Hz. İbrahim’e 10 sayfa, Hz. İdris’e 30 sayfa gönderilmiştir.[2] Bu sayfalardan günümüze ulaşan olmamıştır. Ancak Kur’an-ı Kerîm’den yukarıda sözü edilen peygamberlerle ilgili kıssa, öğüt ve bilgiler bir araya getirilse, bunlara gelen sayfaların içeriği hakkında önemli ölçüde bilgi elde edilebilir. Bu durum, değişikliğe uğramış olan öbür semâvî kitaplar için de geçerlidir. İLAHİ KİTAPLAR HANGİ PEYGAMBERLERE GÖNDERİLMİŞTİR? Kitaplar 4 tane olup, Tevrat Hz. Musa’ya, Zebur Hz. Dâvud’a, İncil Hz. İsa’ya, Kur’an Hz. Muhammed’e indirilmiştir. İlâhî kitap ve sayfaların aslı “levh-i mahfûz”dadır. “Korunmuş levha” anlamına gelen bu sıfat tamlaması Kur’an’da şöyle yer alır “İnkârcıların yalanladıkları o kitap çok şerefli bir Kur’an olup, koruma altında bulunan bir levhadadır.” [3] İmam Gazzâli bu konuda şöyle der Alemlerin yaratılışından sonuna kadar ne olup bitecekse Allah hepsini takdir ve kaza edip yazmıştır. Buna “levh-i mahfûz, Kitab-ı mübîn, İmam-ı mübîn, Kitab-ı meknûn veya Ümmü’l-kitab” gibi adlar verilir.[4] DÖRT İLAHİ KİTAP VE ÖZELLİKLERİ Tevrat, Zebur ve İncil, kendi dönemlerinde, kutsal kitap olarak amel edilen metinler olmakla birlikte, tarihi süreç içinde değişikliğe uğramışlardır. Günümüz kitap ehlinin elinde bulunan Tevrat, Zebur ve İncil’i içine alan “Kitab-ı Mukaddes”; Muhammed Hamidullah’ın dediği gibi, değişik dönemlerde yaşamış, farklı üsluplara sahip yazarlara ait kitaplardan meydana gelmiştir. Bunların içinde tarihsel kitaplar, dinsel ve politik söylevler, saf dualar, hikmet kitapları, peygamber kıssaları, felsefî diyaloglar ve yasa metinleri bulunmaktadır. Kendisinin sonraki dönemlerde kaleme aldığı, dini öğeler taşıyan bir metne; bilge bir kimsenin “Süleyman”, ilhama mazhar tarihçinin “Musa” ve kehânet sahibi kişinin de “İşaya” imzasını attığı açık bir gerçektir. Hz. İsa’nın üslubu biraz farklıdır. O yazmaz, sürekli konuşur. Bu yüzden daha sonra kaleme alınan İncil metinleri Hz. İsa’nın biyografisinden ibarettir. Bu biyografide Hz. İsa’nın söyledikleri veya yaptıkları ile İncil yazarının başka kaynaklardan öğrendiği bilgiler yer alır. Buna göre İncil ne Kur’an’a benzer, ne de hadislere. Bir bölümü sahabe dönemine, bir bölümü ise daha sonraki dönemlere ait siyer kitaplarına veya Hz. Muhammed’in biyografilerine benzediği söylenebilir.[5] 1. Tevrat İslâm inancına göre inanılması gereken dört ilâhî kitaptan ilki Tevrat olup, Hz. Musa’ya indirilmiştir. Bu kitaba “Ahd-i Atik” veya “Ahd-i Kadîm” adı da verilir. Kur’an-ı Kerim’de, Tevrat ve İncil’le ilgili geniş bilgiler vardır. Tevrat’ın aslının Allah tarafından, Hz. Musa’ya indirilen kutsal bir kitap olduğuna inanmak her müslümana farzdır. Bunu inkâr etmek kişiyi küfre düşürür. Çünkü Tevrat’ın orijinalinin Allah kelâmı olduğunu bildiren pek çok âyet vardır. “Biz, içinde doğruya rehberlik ve nur olduğu halde Tevrat’ı indirdik...” [6] âyeti bunlardandır. Bu nüshalar karşılaştırıldığında aralarındaki önemli farklar hemen görülür. Bunların uzun Yahudi tarihi boyunca insanlar tarafından kaleme alındığı açıkça bellidir. Nitekim, Hz. Musa, yaklaşık .13 yüzyılda yaşamıştır. Halbuki elde bulunan en eski İbranice Tevrat nüshası VII. veya X. yüzyılda yazılmış bir kitap olarak bilinir. Buna göre günümüzde Tevrat’ın orijinal nüshasının bulunmadığını ve elde mevcut Tevrat nüshalarının çeşitli müdahaleler sonucunda, ilâhî kitap olma özelliğini önemli ölçüde yitirdiğini söylemek mümkündür.[7] 2. Zebur Sözlükte “yazılı şey ve kitap” anlamına gelen Zebûr, Hz. Dâvud’a verilen semâvî kitabın adıdır. Kur’an-ı Kerim’in üç yerinde Zebur’un adı geçer “Şüphesiz, Tevrat’tan sonra Zebur’da da şunu yazmışızdır Yeryüzüne salih kullarım varis olacaktır” [8] “Gerçekten biz, peygamberlerin kimini kiminden üstün kıldık. Dâvud’a da Zebûr’u verdik” [9] Zebur, semâvî kitapların en küçüğü olup, yeni dini hükümler getirmemiştir. Günümüzde elde bulunan Zebur nüshaları lirik söyleyiş ve ilâhîlerden, Allah’a övgü, hikmetli söz ve birtakım öğütlerden meydana gelmektedir. Eski Ahit’te yer alan “Mezmurlar” dan bir bölümünün Hz. Dâvud’a verilen Zebur olduğu kabul edilmektedir. Bugün elde bağımsız bir Zebur kitabı yoktur. Bu yüzden müslümanlar Zebur’un Hz. Dâvud’a inen asıl şekline inanmakla yükümlüdürler.[10] 3. İncil İncil kelimesi sözlükte “müjde” anlamına gelir. Hz. İsa aracılığı ile İsrail­oğulları’na indirilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de Hz. İsa ve İncil ile ilgili geniş bilgiler bulunmakta, Hıristiyanların değişikliğe uğrattığı yerler açıklanmaktadır. “Kendilerinden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı olarak peygamberlerin izleri üzerinde, Meryem oğlu İsa’yı arkalarından gönderdik. Ve ona, içinde doğruya rehberlik ve nur bulunmak, önce gelen Tevrat’ı tasdik etmek, sakınanlara bir hidâyet ve öğüt olmak üzere İncil’i verdik.” [11] Vahiy mesajının, tarihi süreç içinde bir bütün olarak ele alındığı ve hepsine birlikte bir ayırım yapmaksızın inanmanın gerektiği şu âyette açıkça bildirilir “De ki Biz, Allah’a, bize indirilene, İbrâhim, İsmâil, İshâk, Ya’kub ve Ya’kub oğullarına indirilenlere, Mûsâ, İsâ ve diğer peygamberlere Rab’leri tarafından verilenlere iman ettik. Onlar arasında bir ayırım yapmayız. Biz ancak O’na teslim olmuşuzdur.” [12] Hıristiyanlar Hz. İsa’nın kendilerine söylemediği, “İsa, Allah’ın oğludur” gibi sözleri kendi ağızlarıyla uydurmuşlardır.[13] Allah Teâlâ onların sapma noktalarını şöyle haber verir “Gerçekten, Allah, Meryem’in oğlu İsa’dır, diyenler küfre düşmüşlerdir. Halbuki İsa şöyle demişti “Ey İsrailoğulları! Benim de Rabb’im, sizin de Rabb’iniz olan Allah’a kulluk edin. Çünkü kim Allah’a ortak koşarsa, şüphesiz Allah ona cenneti haram kılar. Onun varacağı yer ateştir. Zâlimlerin hiçbir yardımcıları yoktur.” [14] “Şüphesiz, Allah, üçün üçüncüsüdür, diyenler, Allah Teâlâ’ya Meryem ve İsâ’yı da ortak katanlar küfre düşmüşlerdir. Halbuki bir tek Allah’tan başka ilah yoktur.” [15] Diğer yandan Yahudi bilginlerinin ve Hıristiyan rahiplerinin çıkar sağlamak için Allah’tan kendilerine indirilmiş olan kitapları değiştirdikleri Kur’an-ı Kerim’de bildirilir.[16] Bugün Hristiyanlar’ın ellerinde Ahd-i Cedîd adıyla, anılan sekiz kişi tarafından yazılmış -yaklaşık altmış kadar- İncil nüshası bulunmaktadır ki, bunlardan dört tanesi, Matta, Markos, Luka, Yuhanna İncilleri kiliselerce genel kabul görmüştür. Geri kalanlar ise uydurma olarak ilân edilmiş olup, bunlardan Barnabas İncil’i özel ilgi çeker. Kendi aralarında çelişkilerle dolu olan bu nüshaların nerede ve ne zaman yazıldıkları da Hıristiyanlar’ı uzun süre meşgul etmiştir. Hz. İsa’dan 325 yıl sonra İznik’te toplanan bir konsülde, binden fazla katılımcıdan sadece 318’i Hz. İsa’nın tanrılığını kabul etmiş ve pek çok İncil nüshalarından yukarıda isimlerini verdiğimiz dört tanesini resmi nüsha olarak benimsemiştir. Buna göre, bir Müslümana önceki kutsal kitaplara ait bir bilgi ulaşınca, bu bilgi Kur’an ve sahih hadislerdeki bilgilere uygunsa kabul edilir, değilse reddedilir. Âyet ve hadislerde hiç söz edilmeyen bir konu olur ve İslâm’ın temel ilkeleri ile çelişmezse şu hadise göre amel etmek gerekir “Ehl-i kitabı tasdik de etmeyin, tekzîp de yalanlamayın. Biz Allah’a, bize indirilene, İbrahim’e..indirilene inandık deyin.” [17] 4. Kur’ân-ı Kerim Kur’ân-ı Kerim şöyle tarif edilir Yüce Allah’ın Hz. Muhammed’e Arapça olarak indirilmiş, bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş, mushaflarda yazılı, Fâtiha sûresi ile başlayıp Nâs sûresi ile sona ermiş kelâmıdır. Kur’an, Hz. Muhammed’in peygamberliği süresince, 23 yılda parça parça indirilmiştir. 13 yıl kadar süren Mekke devrinde, daha çok inanç, ahlâk, şirkle mücadele ve ibretli kıssalar ağırlıkta olmak üzere Kur’an’ın üçte birinden az eksiği inmiştir. 622 Miladi yılında Medine’ye hicret vuku buldu. Hüküm âyetleri daha çok orada indi. Bir yandan ibadetler, savaş hukuku, aile, mirasla ilgili, diğer yandan da ceza, muhakeme usulü, muâmeleler ve devletler arası ilişkilerle ilgili prensipler, esaslar burada geldi. Çünkü artık Medine’de bu kuralları uygulayacak bir İslâm devleti doğmuştu. Kur’an-ı Kerim, bir benzeri meydana getirilemeyen bir mucizedir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur “Hiçbir peygamber yoktur ki, insanların kendisine inanmasına sebep olacak bir mucize verilmiş olmasın. Bana verilen en büyük mucize, Allah’ın bana vahyettiği Kur’an’dır. Bunun için kıyamet gününde ben, ümmeti en çok olan bir peygamber olacağımı ümit etmekteyim.” [18] Cenâb-ı Hak inkârcıların Kur’an’ın benzeri on sûre, hatta bir tek sûre bile meydana getiremeyeceklerini bildirmektedir.[19] Kur’ân-ı Kerim’in İçine Aldığı Başlıca Hükümler 1. İnanç hükümleri. Başta Allah’a iman olmak üzere, meleklere, kitaplara, ahiret gününe, kaza ve kadere, âhirete ait önemli konular inançla ilgili çeşitli meseleler Kur’an’ın kapsadığı konuların başında gelir. İnanç hükümleri daha çok Mekke döneminde gelmiş, insanların önce yanlış kanaat, inanç ve hurafelerden arındırılması amaçlanmıştır. 2. İbadetler. Kur’an’da müslümanların yapmakla yükümlü bulunduğu namaz, oruç, hac, zekat gibi ibadetler özlü şekilde yer almış uygulama, şekil ve ayrıntı sünnete bırakılmıştır. Hadislerde şöyle buyurulur “Ben namazı nasıl kılıyorsam, siz de öyle kılın” [20] “Hac ile ilgili ibadetlerinizi benden alınız.” [21] Diğer yandan ibadet veya muamelelerdeki eksikliği veya yanlışlığı gidermek için öngörülen; zıhâr,[22] yemin,[23] ve bir mü’mini yanlışlıkla öldürme kefâretleri[24] de ibadet niteliğindedir. 3. Muâmeleler. Kur’an toplum fertlerinin birbiriyle veya fertlerin devletle olan ilişkilerini düzenleyen birtakım hükümler de getirmiştir. Alış-veriş, kiralama, trampa, rehin, kefâlet, ortaklık, borçlanma ve taahhütte bulunma, emânet, bağış, vasiyet, miras, aile hayatı, evlenme ve boşanma gibi gerçek veya tüzel kişiler arasında yapılan muameleler bunlar arasında sayılabilir. 4. Ukûbât. Ferdin işleyeceği suçlar ve bunlara verilecek cezalar bu gruba girer. Ceza hükümleri; mal, can, ırz, nesep ve aklı korumayı amaç edinir. Âyet veya hadisle belirlenen cezaya “had” denir. Hırsızlık, yol kesme, zina, zina iftirası, içki kullanma cezaları gibi. İslâm Devleti’nin toplumun yararı ve kamu düzeninin sağlanması için koyacağı cezalara ise “ta’zîr” adı verilir. Uyarma, dayak, sürgün ve hapis cezası gibi. 5. Kaza hükümleri Davaların görülmesinde; şahitlik, yemin, hüküm gibi insanlar arasında adaleti gerçekleştirmek için gerekli icraatı düzenlemeyi amaç edinir. 6. İdare edenlerle idare edilenler arasındaki ilişki Bu hükümler; adalet, şûrâ, maslahat, yardımlaşma ve koruma gibi esaslara dayanır. Adalet, bir devlet yönetiminin en başta gözetmesi gereken bir prensiptir. Kur’an-ı Kerîm’de adaleti emreden âyetler vardır “Şüphesiz ki, Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder.” [25] “Şüphe yok ki, Allah adaleti, iyilik yapmayı ve akrabaya yardım etmeyi emreder.” [26] Şûrâ prensibi de, devlet yönetiminde en güzel yöntemleri belirlemede yardımcı olur. Keyfî yönetim isteklerini engeller. Âyetlerde şöyle buyurulur “Onların işleri, aralarında şûrâ danışma iledir.” [27] “İş konusunda onlarla istişare et. Bir kere karar verince de, artık Allah’a güvenip dayan.” [28] Yukarıdaki ilk âyet, metinden anlaşılan anlamıyla İslâm idaresinin, müslümanlar arasında şûrâ esasına dayandığını ifade etmektedir. Diğer yandan işaret yoluyla da; müslüman toplumun, İslâm devlet başkanını kontrol edecek ve devlet işlerini düzenlemede ona yardımcı olacak bir topluluğu seçip iş başına getirmesi gereğini de kapsamaktadır.[29] 7. Devletler hukuku Kur’an-ı Kerim, gayrimüslim ülkelerle olan ilişkileri de düzenleyici esaslar getirmiştir. Âyetlerde devletler arası anlaşma yapılırsa, buna uyulması istenir.[30] İslâm Devleti karşısında, gayrimüslimler üç statüde bulunabilir a Zımmî ve muâhedler antlaşmalılar, bMüste’menler vizeli pasaportlular, c Muharip veya harbîler. Bu sonuncu grubun, İslâm ülkesi ile sürekli savaş halinde bulunması gerekmez. Bunların da her an müslüman olarak İslâm toplumuna katılması veya birinci ya da ikinci grup içinde yer alması mümkündür. İktisat ve maliye hukuku zekat, öşür, fey’ ve ganimet, vasiyet, miras, nafaka, kefillik, rehin, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri ve bunların paylaşımı gibi mâlî yönü bulunan konular Kur’an’da genel ilkeler halinde yer almıştır. Bunların da uygulama şekil ve şartlarını sünnet belirlemiştir. 8. Ahlâk hükümleri Mü’minin imanının güçlenmesine, ihlâs, takva ve fazilet sahibi olmasına, beşerî münasebetlerinde en güzel davranışları kazanmasına yönelik hükümler, ibretli peygamber kıssaları, özendirme veya sakındırma anlamı taşıyan âyetler bu gruba girer. 9. Öğüt ve tavsiyeler. Mü’minlerin emir ve yasaklar konusunda duyarlı olmalarını, dünyayı ahirete tercih etmemelerini, ahirette hesaba çekileceğin unutulmamasını hatırlatan hükümler de Kur’an’da yer alır. 10. Söz verme ve korkutma. Güzel amel işleyenlerin cennete, yasaklara uymayanların ise cehenneme gideceğini bildiren pek çok âyet vardır. 11. Bilimsel gerçekler. Kur’ân bir çok pozitif bilim konularına da yer vermiştir. Kur’an’da hayatın esasının su oluşu[31] ve Allah’ın her şeyi çift yarattığı bildirilmiştir. Çift yaratılma insan, hayvan ve bazı bitkiler için biliniyordu. Bugünkü bilim, bütün bitkilerin erkekli dişili olduğunu, hepsinde erkeklik dişilik hücrelerinin bulunduğunu ispat etmiştir. Kur’an’da buna şöyle yer verilir “Allah meyvelerin hepsinden yine kendilerinin içinde ikişer ikişer yaratmıştır.” [32] Başka bir ayette; “Her şeyden çift çift yarattık ki, düşünüp öğüt alasınız.” [33] “Yerin bitirmekte olduğu şeylerden, insanların kendilerinden ve daha bilemeyecekleri nice şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah, eksikliklerden uzaktır.” [34] Bu son âyetlerde çift yaratılmanın cansız varlıklara da teşmil edildiği görülür. Mıknatısta artı ve eksi kutuplar, atomun yapısında, birisi artı diğeri eksi iki gücün bulunması bu çifte kişiliği düşündürmektedir. Yine çift yaratılmanın başka bir görüntüsü, bitkiler arasında aşılayıcı rüzgârlardır. Pozitif bilimlerin yakın bir zamanda farkettiği bu gerçek Kur’an’ın, “Biz aşılayıcı rüzgarlar gönderdik.” [35] âyeti ile ifade edilmiştir. Dünyanın ve diğer gezegenlerin güneşten kopmuş olması, bilimin ortaya koyduğu teorilerdendir. Kur’an bunu şöyle haber vermektedir “Göklerle yer bitişik bir halde iken biz onları birbirinden ayırdık” [36] Yâsin sûresinde güneşin hareketinden söz edilmektedir “Güneş de kendisi için belirlenmiş yer ve zamana doğru akıp gitmektedir.” [37] Bu hareket, kendi ekseni çevresinde olabileceği gibi, kendisi için belirlenen bir durma yeri veya zamanına doğru sistemiyle birlikte, uzayda yapmakta olduğu hareketi de kapsamaktadır. Çünkü âyetteki “müstekarr” sözcüğü bütün bu anlamları içine almaktadır. [38] Yine rüzgârın Süleyman emrine verilerek, bir günde bir aylık yolu katedebilmesi,[39] rüzgâr enerjisine dikkat çektiği gibi, Yemen’de bulunan Belkıs’ın tahtının göz açıp kapayıncaya kadar Kudüs’e nakledilmesi,[40] günümüzdeki “ışınlama” yoluyla maddeyi nakletme çalışmalarına ışık tutabilecek güçtedir. Hadîd demir sûresinde, demirin şiddet, güç ve insanlara yarar gibi üç niteliğinin bildirilmesi,[41] savaş âleti olarak sert çeliğe, sanayi ve yapıların güçlendirici temel maddesine ve insan kanındaki demirin önemine işaret ettiğini söylemek mümkündür. 12. Kıssalar. Kur’an-ı Kerîm önceki ümmetlerle, peygamberlerin haberlerinden de uzunca söz eder. Ancak bu bilgiler bir tarih kitabı gibi değil, hikmetli ve ibretli olaylar olarak verilir ve ibret alınması istenir. Kur’an, Âd, Semûd kavimlerine; Lut, Nuh ve İbrahim peygamberlerle kavimlerine ait haberler vermektedir. Yine Musa ile Firavun’un kıssaları, Hz. Meryem’in, Hz. İsa ve Yahya peygamberlerin biyografileri anlatılmaktadır. Hiçbir hocadan eğitim görmemiş olan ümmî bir peygambere indirilen bir kitapta, tarihi bilgilerin gerçeğine uygun olarak bildirilmesi, onun Allah katından gelişinin delilidir. Kur’an’da sözü edilen bu kavimlerin ve olayların arkeolojik ve antropolojik açıdan incelenmesi pek çok gerçeğin su yüzüne çıkmasını sağlayacağında şüphe yoktur. 13. Dualar. İnsan dünya hayatında sürekli olarak Allah’ın yardım ve bağışlamasına muhtaç olduğu için, Kur’an-ı Kerîm’de bir çok dua örnekleri yer almıştır. 14. Gelecekten haber verilmesi. Kur’an Mekke’nin fethini, İslâm’ın gelişip dünya dini haline geleceğini ve diğer dinlere üstün olacağını haber vermiş ve bunlar gerçekleşmiştir. Şu olay daha açık bir örnek teşkil eder 614 miladi yılında yapılan bir savaşta, Hıristiyan olan Bizanslılar’ın Mecûsî olan İranlılar’a yenilmeleri üzerine, müslümanlar, ehl-i kitabın yenilmesine üzülmüş, Mekke müşrikleri ise bu sonuca sevinerek; “İranlılar’ın Rumlar’ı yenmesi gibi, biz de sizi yeneceğiz” demişlerdi. Bunun üzerine şu âyet inmiştir “Rumlar yenildiler. Yakın bir yerde. Halbuki onlar bu yenilmelerinin ardından birkaç yıl içerisinde üç ila dokuz yıl arasında üstün geleceklerdir.” [42] Gerçekten, 622 miladi yılında yapılan bir savaşta, Rumlar İranlılar’ı yenmiştir.[43] Dipnotlar [1] Necm, 53/36, 37; A’lâ, 87/14-19. [2] bk. Süyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, VIII, 489; Âlûsî, Rûhu’l-Meânî, XV, 141, 142. Bu rivâyetin zayıf olduğu belirtilmiştir. [3] Burûc, 85/2, 22. [4] bk. Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili, VI, 1012; H. Basri Çantay, Kur’an-ı Hakim ve Meal-i Kerim, İstanbul, 1965, III, 1167; Mehmed Aydın, İslam Dini İlmihali, Konya 1981, [5] M. Hamidullah, Aziz Kur’an, Beyan Yayınevi, İstanbul, 23. [6] Mâide, 5/44. [7] Şerafeddin Gölcük, age, 113; Mehmed Aydın, age, s. 110 [8] Enbiyâ, 21/105. [9] İsrâ, 17/55; Nisâ, 4/163. [10] bk. Mehmed Aydın- Osman Cilacı, Dinler Tarihi, Konya 1980, [11] Mâide, 5/46. [12] Âl-i İmrân, 3/84. [13] Tevbe, 9/30. [14] Mâide, 5/72. [15] Mâide, 5/73. [16] Tevbe, 9/34. [17] Buhârî, Tefsîr, sûre, 2/1, İ’tisâm, 25. [18] Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân, 1; Müslim, İmân, 70. [19] bk. Hûd, 11/13; Bakara, 2/23; Yûnus 10/38. [20] Buhârî, Ezân, 18, Edeb, 27, Âhâd, 1. [21] A. İbn Hanbel, Müsned, III, 318, 366. [22] Mücâdele, 58/1-4. [23] Mâide, 5/89. [24] Nisâ, 4/92. [25] Nisâ, 4/58 [26] Nahl, 16/90. [27] Şûrâ, 42/38 [28] Âl- İmrân, 3/159 [29] Muhammed Ebû Zehra, Usûlü’l-Fıkh, 1377/1958, s. 100, 101, 141, 142; Abdülvehhâb Hallâf, İlmu Usûli’l-Fıkh, Terc. Hüseyin Atay, Ankara, 1973, [30] Nahl, 16/91. [31] Enbiya, 21/30; Maurice Bucaille, Müsbet İlim Yönünden Tevrat İncil ve Kur’an, Terc, Mehmet Ali Sönmez, Konya 1979, s. 297. [32] Ra’d, 13/3. [33] Zâriyât, 51/49. [34] Yâsin, 36/36. [35] Hicr, 15/22. [36] Kasas, 21/30. [37] Yâsin, 36/38. [38] bk. H. Basri Çantay, Kur’an-ı Hakim ve Meal-i Kerim, 3. baskı, İstanbul 1959, II, 784, dipnot, 46. [39] bk, Sâd, 38/35, 36; Sebe’, 34/12. [40] 158. bk. Neml, 27/39, 40. [41] bk. Hadîd, 57/25. [42] Rûm, 30/2-3. [43] Zürkanî, Menâhilü’l-İrfan fî Ulûmi’l-Kur’ân, Mısır ts., II, 369; Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili, VI, 3795-3799 Kaynak Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları İslam ve İhsan Posted on 2022 Tevrat Hz. İsim anlamı Kanun, adları Ahd-i Atik, Ahd-i Kadim eski ahit.İnsanoğluna indirilmiş ilk kutsal kitaptır, Hz. Musa'ya 29, 2020Zebur hangi dinin kutsal kitabı?Mezmurlar Kitabı İbranice תְּהִלִּים‎, romanize Tehillim, lit. "övgüler", popüler ismiyle Zebur, Tanah'ın üçüncü bölümü, Ketuvim'in "Yazılar" ise ilk kitabı olan Yahudi kutsal kutsal kitap hangi dinlere ait?İslam inancına göre değiştirilmiş 3 kitap vardır. Tevrat Yahudilik tarafından değiştirilmiştir, Zebur Yahudilik tarafından değiştirilmiştir, İncil Hristiyanlık tarafından değiştirilmiştir. Değiştirilmeyen tek kitap ise Kur'an' ilk emri nedir?İncil'in ilk emri Sev! Tevrat'ın ilk emri Yaşat! Kuran'ın ilk emri Oku! Hristiyan sevmedi, Yahudi yaşatmadı, Müslü… Özlü sözler, Alıntılar, Alıntı ve Zebur hangi dine indirilmiştir?Tevrat'ın aslı yani orijinal hali kaybolunca Yahudi din adamları Tevrat'ı yeniden yazmışlardır. Yahudiler, bizim Tevrat olarak ifade ettiğimiz kutsal kitaba “Tora” demektedirler. Kutsal kitapların ikincisi olan Zebur, Hz. Davud mu once geldi Tevrat mi?Yüce Allah'ın insanlara değişik zamanlarda gönderdiği kutsal kitapların sayısı dörttür. Sırasıyla Tevrat, Zebur, İncil ve Kur'an-ı Kerim'dir. … İlk indirilen kitap Hazreti Davut peygambere indirilen “Zebur”dur. Son indirilense, son din olan Müslümanlığa indirilen Kur'an-ı Kerim' büyük din nedir?Bu dört din İslamiyet, Hristiyanlık, Yahudilik ve Budizm' büyük kitap hangi dine aittir?Dört Kutsal Kitap Zebur, Kitab-ı Mukaddes İncil, Tevrat ve Kur'an-ı Kerim. İslam inancında imanın şartlarından biri “kitaplara iman” olup, Allah'ın emriyle bazı peygamberlere kitaplar indirildiğine inanmayı Navigation← Previous PostNext Post → Açıklama ARKA KAPAK YAZISI Düşünmek insanlara has bir davranış olsa da kutsal kitabın ilk emri oku yani düşün olsa da bu topraklar düşünceye ve düşünene hep düşman olmuştur. Çünkü düşünen itaat etmez, biat etmez, kabul etmez, sorgular. Elbette bu durum sırça saraylarda yaşayıp insanları bir lokma bir hırkayla kandırmak, köleleştirmek, uyutmak, ezmek, kullanmak isteyen imtiyazlı zümrelerin işine gelmez. Ülke meseleleri hakkında düşünmek ve düşüncesini ifade etmek sorumluluk bilinci olan her bireyin yapması gereken bir eylemdir. Askerlik mesleğini icra ettiği sırada da eğitim öğretim ve kültürel faaliyetlerde bulunmayı ihmal etmeyen Yarbay Mehmet Alkan Silahlı Kuvvetlerden ayrıldıktan sonra yakın dönem Türkiye Gündemindeki konulara ilişkin değerlendirmelerini içeren makalelerini bu eserle siz okurlara sunmaktadır. Yakın zaman ülke gündemini hatırlamak ve günümüze yansımasını görmek bakımından mezkûr yazıları bir araya getiren bu kitap kütüphanenizin önemli bir parçası olacaktır. Yazar bu eserden kaynaklı telif kazancını, özellikle ihtiyaç sahibi kız öğrencilere burs vererek, eğitime destek olmayı amaçlayan Şehit Yüzbaşı Ali Alkan Vakfına bağışlamıştır. Kutsal kitaplar, insanların hem dünya hem de ahiret hayatında daha mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmeleri için gönderilmiştir. Yüce Allah’ın insanlara gönderdiği kutsal kitaplar iki grupta toplanmaktadır. Bunlar “suhuf” ve “kutsal kitap”lardır. Suhuf, sahife sayfa kelimesinin çoğulu olup küçük topluluklara ihtiyaçları doğrultusunda gönderilen ve birkaç sayfadan oluşan küçük kitap veya risalelerdir. A’lâ sûresi 87/18-19. ayetlerinde, “Doğrusu bunlar ilk sahifelerde, İbrahim ve Musa’nın sahifelerinde de vardır” buyrulması, ihtiyaçlar doğrultusunda Yüce Allah’ın bazı peygamberlere sahifeler halinde ilahî mesajlarını gönderdiğini ve şartların gelişmesi, insanların çoğalması, ihtiyaç ve beklentilerin değişmesi sonrasında Yüce Allah, suhuflara göre daha hacimli olan ilahî kitaplar göndermiştir. Bu ilahî kitaplar, inanç öğretisi yanında insanların kulluk vazifelerini, birey ve toplum olarak uymaları gereken evrensel mesajları diyorlarDört büyük kitap olarak ifade edilen bu kitaplar Tevrat, Zebur, İncil ve Kur’an-ı Kerim’dir. Tevrat Kutsal kitapların ilki olan Tevrat, Hz. Musa’ya indirilmiştir. Kur’an’da “... şüphesiz biz, içinde hidayet ve nur bulunan Tevrat’ı indirdik...” el-Mâide 5/44 denmektedir. Müslümanlar, Kur’an-ı Kerim’e inandıkları gibi, Hz. Musa’ya inen asıl Tevrat’a da inanmakla yükümlüdürler. Hz. Musa, İsrailoğullarına peygamber olarak Hz. Musa’nın vefatından sonra Allah’ın kendilerine göndermiş olduğu Tevrat’ın emir ve yasaklarına uymadıkları gibi, zamanla Tevrat’ı tahrif etmişlerdir. Daha sonra İsrailoğullarının farklı milletlerin egemenliği altına girmesi ve yıllarca sürgün hayatı yaşamalarından dolayı Tevrat’ın Allah’tan gelen asli şekli korunamamıştır. Tevrat’ın aslı yani orijinal hali kaybolunca Yahudi din adamları Tevrat’ı yeniden yazmışlardır. Yahudiler, bizim Tevrat olarak ifade ettiğimiz kutsal kitaba “Tora” kitapların ikincisi olan Zebur, Hz. Davud gönderilmiştir. Kuran-ı Kerim’de Zebur’un Hz. Davud’a gönderildiği şu şekilde ifade edilir “... Gerçekten biz, peygamberlerin kimini kiminden üstün kıldık. Davud’a da Zebur’u verdik.” İsrâ, 17/55. Zebur, ilahî kitaplar arasında hacimce en küçük olanıdır ve yeni hükümler getirmeyerek Tevrat’ı tasdik bölgesinde doğduBugün elimizde Zebur’un gerçek nüshaları veya Zebur adıyla başlı başına bir kitap bulunmamaktadır. Bilakis, Tevrat’ın sonuna eklenmiş bulunan “Mezmurlar” bölümünün Zebur nüshalarından oluştuğu ifade edilmektedir. Mevcut Zebur nüshaları, içerik açısından diğer kitaplardan ayrılarak daha çok, coşkun bir söyleyiş ve ilahilerden, Allah’a övgü ve hikmetli sözlerden ve birtakım nasihatlerden Ayet“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan, ikisinden birçok erkek ve kadın meydana getirip, yeryüzünde yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah, üzerinizde bir gözetleyicidir” en-Nisâ 4/1.İlahî kitapların üçüncüsü olan İncil, Yüce Allah tarafından Hz. İsa’ya gönderilmiştir. Hz. İsa bugünkü Filistin bölgesinde doğmuş ve orada yaşayan İsrailoğullarına gönderilmiştir. Dolayısıyla Hz. İsa ve İncil kendisinden önce gelen Hz. Musa ve öğretisine tabi olarak onları tasdik eder. Kuran-ı Kerim’de bu konu şöyle ifade edilmektedir“O peygamberlerin peşinden, kendisinden önce gönderilen Tevrat’ı tasdik eden doğrulayan Meryem oğlu İsa’yı gönderdik. Ve ona, içinde hidayet ve nur olan, kendisinden önceki Tevrat’ı tasdik eden ve Allah’tan sakınanlar için bir hidayet ve öğüt olarak İncil’i verdik” el-Mâide 5/46. İncil’e Hz. İsa’ya gönderildiği şekliyle iman etmek, İslam inancının gereğidir. Fakat günümüzde İncil’in orijinal metni mevcut değildir. Hz. İsa’dan yıllar sonra insanlar tarafından yazılan çeşitli İnciller İncil vardırHıristiyanlar tarafından kabul edilen İnciller dört tanedir. Bunlar Matta, Markos, Luka ve Yuhanna İncilleridir. Bu İnciller, bunları yazan kişilerin adlarıyla anıldıkları için bu şekilde isimlendirilmişlerdir. İncillerde, Hz. İsa’nın hayat hikâyesi, peygamberliği süresince karşılaştığı sıkıntılar ve doğruluk, dürüstlük, sevgi ve hoşgörü gibi ahlakî değerler yer almaktadır. Hıristiyanlar sadece İncil’e değil, İncil’le birlikte Tevrat, Zebur ve Hz. Musa’dan Hz. İsa’ya kadar olan diğer peygamberlere ve bazı havarilere geldiği inanılan mesajları da içeren Kitab-ı Mukaddes’e inanırlar. Kitab-ı Mukaddes’in İncil’i oluşturan kısmına Yeni Ahit Ahd-i Cedid, diğer kitapların oluşturduğu kısmına ise Eski Ahit Ahd-i Atik/Ahd-i Kadim denmektedir.Diyanet’in yayımladığı Kuran-ı Kerîm’i Anlamak adlı eserden yararlanıldıŞemsi Paşa Camii Kuş konmaz camiiİstanbul’un Üsküdar ilçesi, Şemsi Paşa Caddesi’nde bulunan Osmanlı döneminden kalma bir camidir. Salacak sahilinde yer alan sami İstanbul Boğazı’nın Marmara’ya açıldığı bir noktadadır. Karşısında da Galata Köprüsü ve Haliç uzanır. Caminin Üsküdar’a bakan tarafında yani eski tütün fabrikasının yerinde bir de Sarayı vardı. Vezir Şemsi Ahmed Paşa tarafından 1580’de Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Şemsi Paşa’nın türbesi caminin sol yanında bitişiktir ve denize bakar. Cami ile medrese arasındaki avlu bölümünde bir su deşarj rögarı vardır. Bu, Mimar Sinan’ın yaptığı eserlerin tümünde tek örnektir. Cami denize yakın olduğu için lodoslu havalarda, avlu duvarını aşıp pencerelerden camiye giren deniz suyu bu rögar vasıtasıyla denize tahliye Sinan’ın minareye yerleştirdiği özel bir kafes ve caminin bulunduğu yerden dolayı oluşan rüzgâr akımı nedeniyle camiye kuş konmaz. Bu sebeple halk arasında da “kuş konmaz cami” olarak avlusu L planında olup avlu kapısından girişte solda görülmeye değer bir tarihi çeşme su haznesi vardır. L şeklindeki hazirenin cami kıble duvarı ile avlu duvarı arasında 15 kadar tarihi kabir ve taşları vardır. Bu kabirler son restorasyonda meydana çıkarıldı. Ayrıca çıkarılan bazı tarihi mermer taş eşyalar duvarlara monte edilerek güzel bir görünüme kavuşturulmuştur. Caminin minaresi kesme taştan, tek şerefeli ve şerefe korkulukları mermer Hadis“Zandan sakının. Çünkü zan, yalanın ta kendisidir. Birbirinizin konuştuğuna kulak kabartmayın, birbirinizin özel hallerini araştırmayın, birbirinizle üstünlük yarışına girmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun!” Buhari, Edeb, 57.Kıyamet günü abdest organları parlayacakPeygamber Efendimiz âdeti olduğu üzere, bir gün sahabilerle birlikte bir kabristana uğradı ve “Esselamü aleyküm ey müminler diyarının sakinleri!” diyerek selam verdi. Sonrasında ise, “İnşallah biz de size katılacağız, ancak din kardeşlerimizi dünyada görmüş olmayı çok arzu ederdim” diye ekledi. Bunu duyan sahabiler merakla, “Ya Resülallah! Biz senin kardeşlerin değil miyiz?” dediler. Allah Resulü, “Siz benim ashabımsınız, kardeşlerim ise henüz dünyaya gelmeyenlerdir” üzerine ashab-ı kiram, “Ümmetinden henüz dünyaya gelmeyenleri nasıl tanıyacaksın Ya Resûlallah?” diye sordular. Resûlullah şöyle dedi “Bir adamın siyah atlar arasında, alınları ve ayakları beyaz atları olsa, onları tanımaz mı?” Yanında bulunanlar, “Elbette tanır” cevabını verdiler. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem, ümmetinden hiç görmediği insanları kıyamet gününde nasıl tanıyacağını, müjde niteliğindeki şu cevabıyla bildirdi “İşte benden sonra gelecek olan kardeşlerim, aldıkları abdestten dolayı kıyamet günü abdest azaları parlayarak gelecekler. Ben de onları Kevser havuzu başında karşılayacağım” Müslim, Tahâret, 39.Bir dua“Allah’ım! Günahımı, bilgisizliğimibunun sonucu olarak yaptıklarımı, haddimi aşarak işlediklerimi ve benden daha iyi bildiğin bütün kusurlarımı bağışla! Allah’ım! Ciddi ve şaka yollu yaptıklarımı, yanlışlıkla ve bilerek işlediğim günahlarımı affeyle! Bütün bu kusurların bende bulunduğunu itiraf ederim. Allah’ım! Şimdiye kadar yaptığım ve bundan sonra yapacağım, gizlediğim ve açığa vurduğum, benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle! Öne geçiren de sensin, geride bırakan da sensin. Ve senin gücün her şeye yeter” Müslim, Zikr, 70. İlahi mesajlar Peygamberlere kitap olarak indirilmiş ve elçi olarak seçilen sadece dört Peygambere kitap gönderilmiştir. Bunlar; Tevrat, İncil, Zebur ve Kur'an' 20, 2022İçindekiler1 4 büyük kutsal kitaplar nelerdir?2 4 büyük kitap hangi dine aittir?3 4 kutsal kitabın adı nedir?4 4 kitap hangi dinlere geldi?5 4 büyük kitap ne anlatıyor?6 Zebur hangi dini temsil eder?7 4 din hangileri?4 büyük kutsal kitaplar nelerdir?Yüce Allah'ın insanlara değişik zamanlarda gönderdiği kutsal kitapların sayısı dörttür. Sırasıyla Tevrat, Zebur, İncil ve Kur'an-ı Kerim'dir. Kitapların tamamı günümüze ulaşmasına rağmen, İslam inancına göre, diğer üç kitap değiştirilmiş olup, ilk haliyle günümüze kadar büyük kitap hangi dine aittir?Tevrat Sina Dağı'nda Hz. Musa'ya, Allah tarafından verilen dört büyük kitaptan birincisidir. Yani ilk gönderilen kutsal kitaptır. Tevrat, Musevilik veya diğer bir ifade ile Yahudi kavminin ilk kutsal kutsal kitabın adı nedir?Dinimize göre dört kutsal kitap vardır. Bunlar sırasıyla Tevrat, Zebur, İncil ve Kuran-ı Kerim'dir. Kuran, Hz. Muhammed'e, Zebur kitap hangi dinlere geldi?İslam inancına göre değiştirilmiş 3 kitap vardır. Tevrat Yahudilik tarafından değiştirilmiştir, Zebur Yahudilik tarafından değiştirilmiştir, İncil Hristiyanlık tarafından değiştirilmiştir. Değiştirilmeyen tek kitap ise Kur'an' büyük kitap ne anlatıyor?Örneğin; Biz Müslümanlar Kur'an-ı kerimin allah tarafından bazı peygamberlere indirildiğine, bu kitapların içeriklerinin tamamıyle DOĞRU ve gerçek olduğuna inanırız. Peygamberler aracılığıyla indirilen ve kendisine iman eden kitlelerin bulunduğu kitaplara "4 Büyük Kitap" hangi dini temsil eder?Mezmurlar Kitabı İbranice תְּהִלִּים‎, romanize Tehillim, lit. "övgüler", popüler ismiyle Zebur, Tanah'ın üçüncü bölümü, Ketuvim'in "Yazılar" ise ilk kitabı olan Yahudi kutsal din hangileri?Dünya'da toplam 4 tane din bulunmaktadır. Dört tane dinin isimleri İslamiyet, Hristiyanlık, Yahudilik ve Budizm'dir. Bu dinler en çok taraftarı ve inananı olan dinlerdir.

4 kutsal kitabın ilk emri