🎖️ Ahmet Hamdi Tanpınar Şiirleri Bursada Zaman
Bursadazaman-siiri-ahmet-hamdi-tanpinarBursa'da Zaman Şiiri - Ahmet Hamdi Tanpınar Şiirin Görseli. Bir Tanpınar Hülyası: Bursa'da Zaman - Wannart. Ekşioğlu Ek-yapıtaş İnşaat. Yapıtaş İnşaat&Emlak. Yapıtaş İnşaat İnşaat Malzemesi Kazım Karabekir Mahallesi Esenler. Ahmet_hamdi_tanpinarahmet hamdi tanpınar -.
AhmetHamdi Tanpınar - Sabaha Karşı Bir kadın başı duvarda Uzanmış süzüyor beni, Ve gülünç kuşlar dallarda Kırpıyor kirpiklerini. Eriyen parmaklarımda Mumyalanıyor aydınlık Sesler çınlıyor anlımda Hafıza gibi dağınık. Yüzler asılı dallarda Küçük, sıska, kandil yüzler, Onlar ağlıyor kemanda Ve üzüntü dolu gözler. Bir kadın başı duvardan
23Haziran 1901 senesinde dünyaya gelen Ahmet Hamdi Tanpınar 24 Ocak 1962 yılında hayata gözlerini yummuştur. Ahmet Hamdi Tanpınar öğretmen, öykücü, edebiyat tarihçisi, siyasetçi, çevirmen ve aynı zamanda şairdir. Cumhuriyet neslinin ilk öğretmenlerindendir. “Bursa’da Zaman” şiiri ile birlikte okuyucu kitlesi
çoktessekür ederim AHMET HAMDİ TANPINARIN BURSADA ZAMAN ADLI SİİRİNDEKİ nazım şekli Ahmet Hamdi Tanpınar’ın bir Ramazan gecesi âdeta başkaları tarafından görülme endişesi içinde yaşlı gözlerle Sultanahmet Camii'nin pencerelerinden içeriyi seyrettiği rivayet edilir. Tanpınar, A. Hamdi.Bütün Şiirleri, (Haz
Şiiridikkatlice incelersek, Tanpınar’ı ilgilendiren şeyin Bursa’nın kendisinden çok sanatkârın diğer eserlerinde de önemli bir yer tutan “zaman” kavramı olduğunu görürüz. Şiirin adı da bunu belirtiyor. Bursa, zamanı yansıtan bir aynadır. Tanpınar’ın dış
Bursalelebideki ayn ruhu ondan asrlar nce Trkis tanda yaam Ahmet Yesevnin bu gazelinde ve dier hikmetlerinde grmek beni m esut etti. phesiz Kurandan ve Hadisten ilham alm bu yce merhamet, insaniyet acma gereini Ahmet Yesevnin iirlerinde, (belki de dier mutasavvflara gre) daha ok benimsemesi, onunla aramdaki muhabbet kprlerini salamlatrd. mdi
AhmetHamdi Tanpınar'ın 'Beş Şehir' adlı eserindeki "Bursa'da Zaman" başlıklı yazısından yola çıkan Yıldırım Belediyesi, Davutdede
AhmetHamdi Tanpınar'ın külliyatını (kurgu kitaplar) okumayı bitirmek üzereyim. 2022 yılında ise yazarın hem kurgu dışı kitaplarını hem de kendisi ve de eserleri hakkında yapılmış araştırmaları ele almak niyetindeyim. Bu amaçla oluşturduğum listelerden birini burada da paylaşmak istedim.
Bursadabir eski cami avlusu Küçük şadirvanda şakirdayan su, Orhan zamanindan kalma bir duvar, Onunla bir yaşta ihtiyar çinar, Eliyor dört yana sakin bir günü. Ahmet Hamdi Tanpınar. Bursa'da Zaman. Bursa'da bir eski cami avlusu — Tüm Ahmet Hamdi Tanpınar Şiirleri. Burcu tarafından eklendi. 1 beğen · 0 yorum. Kitap oku
BURSADA ZAMAN / AHMET HAMDİ TANPINAR – ŞİİR by EK on Jan 03, 2013 Bursa’da Zaman Bursa’da bir eski cami avlusu, Küçük şadırvanda şakırdıyan su; Orhan zamanından kalma bir duvar Onunla bir yaşta ihtiyar çınar Eliyor dört yana sakin bir günü. Bir rüyadan arta kalmanın hüznü İçinde gülüyor bana derinden. Yüzlerce çeşmenin serinliğinden
AhmetHamdi Tanpınar Hatırlama Şiiri 14 Ocak 2011 Cuma 23:17 tarihinde eklendi. Ahmet Hamdi Tanpınar Hatırlama Sen akşamlar kadar büyülü, sıcak Rüyaların kadar sade, güzeldin, Başbaşa uzandık günlerce ıslak Çimenlerinde yaz bahçelerinin. Ömrün gecesinde sükun, aydınlık Boşanan bir seldi avuçlarından Bir masal meyvası gibi paylaştık
ReadBursa'da Zaman Sayı:14 by Bursa Büyükşehir Belediyesi on Issuu and browse thousands of other publications on our platform. AHMET
0rLR0q. Ahmet Hamdi Tanpınar 1901-1962 Bir Aforizma Kaynağı Olarak Tanpınar Tanpınar'ın Bursa ile ilgili Yazıları Bursa'nın Daveti Bursa Yangını Bursa'da Zaman Şiirine Eşikten Bakış Bursa Resimleri Hakkındaki Görüşü Alberto Manguel'in Beş Şehir'i Bursa'da Edebiyat Edebiyatımızda Bursa Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Bursalılara Vasiyetidir "Evliya Çelebi Bursa çeşmelerinden uzun uzadıya bahsettikten sonra sözü "Velhasıl Bursa sudan ibarettir" diyerek bitirir. Canım Evliya! Sade bu cümlen için benim hafızamda adın Bursa ile birleşiyor. Sen Bursa'nın şiirini tadanların başında gelirsin ve bir gün senin ruhunu şad etmek istersek Bursa çeşmelerinden birine senin adını veririz ve sen onun ağzından bu güzel şehrin zaman içinde geçirdiği macerayı bize bir su damlası kadar saf ruhunla nakledersin" Beş Şehir, Ahmet Hamdi Tanpınar Ödülleri ve birincilik kazananlar 2001- Deneme Yücel Balku- Koza'nın Kapıları 2002- Şiir Nuri Demirci - Bursa Taşı 2003 - Mektup Saliha Malhun - Yeşil Kentin Papirüsleri 2004 - Makale İsmet Emre- Tan'ın Pınar'a Eriştiği Şehir Bursa 2005- Hikaye İzzet Harun Akçay - Ceren 2006- Araştırma -inceleme Ali Osman Dönmez - Tanpınar'ın Şiir Estetiği ve Bursa Algısı Işığında Bursa'da Zaman Şiirini Okuma Denemesi 2007- Roman Cem Kalender - Klan 2008 - Deneme Arzu Çağlar - Bursa'nın Cümle Kapısı 2009 - Şiir Ercan Yılmaz - Bursa'da Dört Mevsim 2011- MektupFatoş Mollamehmetoğlu- Osmanlı Sarısında Türk Mavisi Bir Mektup 2012 - MakaleKorhan Altunyay - Bursa Geçmiş Zaman Nöbetçisi - Zamanla Mekanın Diyaloğu 2013 - Hikaye Yaşar Bedri Özdemir -Bir Rüya'dan Arta Kalan Hüzün - Rüya Korkusu 2014 - Araştırma-İnceleme Hasan KARABIYIK - Tanpınar'da Kadın - Namazında Olmasa da Niyazında, Evli Olmasa da Aşkında Tanpınar 2015 - Roman Ercan Başer - İyi Bir Hikâye 2016 - Deneme Yücel Öztürk - Kayıp Keçiler BURSA’DA ZAMAN Bursa’da bir eski cami avlusu, Küçük şadırvanda şakırdayan su; Orhan zamanından kalma bir duvar… Onunla bir yaşta ihtiyar çınar Eliyor dört yana sakin bir günü. Bir rüyadan arta kalmanın hüznü İçinde gülüyor bana derinden. Yüzlerce çeşmenin serinliğinden Ovanın yeşili göğün mavisi Ve mimarilerin en ilahisi. Bir zafer müjdesi burada her isim Sanki tek bir anda gün, saat, mevsim Yaşıyor sihrini geçmiş zamanın Hala bu taşlarda gülen rüyanın. Güvercin bakışlı sessizlik bile Çınlıyor bir sonsuz devam vehmiyle. Gümüşlü bir fecrin zafer aynası, Muradiye, sabrın acı meyvası, Ömrünün timsali beyaz Nilüfer, Türbeler, camiler, eski bahçeler, Şanlı hikayesi binlerce erin Sesi nabzım olmuş hengamelerin Nakleder yadını gelen geçene. Bu hayalde uyur Bursa her gece, Her şafak onunla uyanır, güler Gümüş aydınlıkta serviler, güller Serin hülyasıyla çeşmelerinin. Başındayım sanki bir mucizenin, Su sesi ve kanat şıkırtısından Billur bir avize Bursa’da zaman. Yeşil türbesini gezdik dün akşam, Duyduk bir musiki gibi zamandan Çinilere sinmiş Kuran sesini. Fetih günlerinin saf neşesini Aydınlanmış buldum tebessümünle. İsterdim bu eski yerde seninle Baş başa uyumak son uykumuzu, Bu hayal içinde… Ve ufkumuzu Çepeçevre kaplasın bu ziya, bu renk, Havayı dolduran uhrevi ahenk. Bir ilah uykusu olur elbette Ölüm bu tılsımlı ebediyette, Belki de rüyası büyük cetlerin, Beyaz bahçede su seslerinin. Şimdiye kadar gördüğüm şehirler içinde Bursa kadar muayyen bir devrin malı olan bir başkasını hatırlamıyorum. Fetihten 1453 senesine kadar geçen 130 sene, sade baştan başa ve iliklerine kadar bir Türk şehri olmasına yetmemiş, aynı zamanda onun manevi çehresini gelecek zaman için hiç değişmeyecek şekilde tesbit etmiştir. Uğradığı değişiklikler, felaketler ve ihmaller, kaydettiği ileri ve mesut merhaleler ne olursa olsun o, hep bu ilk kuruluş çağının havasını saklar, onun arasından bizimle konuşur, onun şiirini teneffüs eder. Bu devir haddi zatında bir mucize, bir kahramanlık ve ruhaniyet devri olduğu için, Bursa, Türk ruhunun en halis ölçülerine kendiliğinden sahiptir, denilebilir. Bursa’ya birkaç defa gittim ve her defasında kendimi daha ilk adımda bir efsaneye çok benzeyen bir tarihin içinde buldum, zaman mafhumunu adeta kaybettim ve daima, bu şehre ilk defa giren ve onu yeni baştan bir Türk şehri olarak kuran dedelerimizin yaşayışlarındaki halis tarafa hayran oldum. Cedlerimiz inşa etmiyor, ibadet ediyorlardı. Maddeye geçmesini ısrarla istedikleri bir ruh ve imanları vardı. Taş, ellerinde canlanıyor, bir ruh parçası kesiliyordu. Duvar, kubbe, kemer, mihrap, çini hepsi Yeşil'de dua eder. Muradiye'de düşünür. Yıldırım'da harekete hazır, göklerin derinliğine susamış bir kartal hamlesiyle ovanın üstünde bekler. Bu şehirde muayyen bir çağa ait olmak keyfiyeti o kadar kuvvetlidir ki insan Bursa’da ikinci bir zaman daha vardır’ diye düşünebilir. Yaşadığımız, gülüp eğlendiğimiz, çalıştığımız, seviştiğimiz zamanın yanı başında, ondan çok daha başka, çok daha derin, takvimle, saatle alakası olmayan; sanatın, ihtirasla, imanla yaşanmış hayatın ve tarihin bu şehrin havasında ebedi bir mevsim gibi ayarladığı velut doğurgan ve yekpare bir zaman. ........ Kaç defa uzun ve başıboş bir gezintiden sonra otelime dönerken bilmediğim bir tarafta ince bir zarın, sırçadan bir kubbenin birdenbire çatlayacağını ve bu altta birikmiş duran zamanın, bugüne yabancı bin bir hususiyetle, bendini yıkmış büyük sular gibi dört yanı kasıl kavuracağını sanarak korktum. Bursa'yı layıkıyla tanıyan herkes bu vehmi benimle paylaşır sanıyorum; bu şehre tarih, damgasını o kadar derin ve kuvvetle basmıştır. Ahmet Hamdi Tanpınar - Beş Şehir Yukarıda Bursa için biraz da ovasının güzelliğidir demiştim. Şimdi bu manzarayı asıl canlandıran, bu ovayı bizim için o kadar manalı yapan ruhun, Bursa'nın tarihi ve sanat eserleri olduğunu söylemem icap ediyor. Tarih insandır. Tabiat insanla birleşince güzeldir. Bursa cinsinden şehirler daima tarihi çehreleriyle ve ona sadık kaldıkları nisbette mevcutturlar. Bu tarih bizden sonra da yaşamaya devam edeceğine göre onu yalanlayacak, onunla çatışacak hamlelerden sakınmalıyız. Bursa'ya benzeyen Floransa, Ravenna gibi İtalyan şehirlerinin; Gırnata, Sevilla gibi İspanyol, Bruge, Gand gibi Belçika şehirlerinin güzelliklerini, bugünle tarihin kucak kucağa yaşaması vücuda getirir. Bu sadece tarihi eserlere hürmetle onları, velev ki yıkık bir duvar, yahut bir taş parçası olsun, ehemmiyetle, muhafaza etmekle olmaz. Muhafaza bu işte ilk şarttır. Ayrıca bu tarihin dikte ettiği dersi iyice dinlemek lazımdır. Bursa peyzajının rahatça tahammül edeceği mimarinin üslubunu, şehrin alacağı manzarayı ancak o zaman gerektiği gibi tayin edebiliriz. Zamanın yarattığı büyük ve canlı terkibler daima büyük dikkatler ister. Ahmet Hamdi Tanpınar - Yaşadığım Gibi - Bursa ve Tanpınar isimleri, karşılıklı iki ayna gibi yansıtırlar birbirlerini. Kendileri değildir elbette aynada gördüklerimiz. Birbirlerinin içine doğru uzanan ve birbirlerini şekillendirmek için gayret sarf eden ama ayrılmaya da gönülleri razı olmayan iki kutup gibidirler. Şöyle bir benzetme yapmak yerinde midir bilmem Günün birinde Bursa tamamen yıkılsa onu Tanpınar’ın eserinden hareketle yeniden inşa etmek – en azından bir Bursa için- mümkündür. Yahut tersi Tanpınar’ın bütün eserleri kaybolsa dünyamızdan, Bursa’ya bakarak Tanpınar’ı yeniden kurmak imkanı mevcuttur. Aralarındaki yakınlığı biraz abartarak da olsa bu şekilde dile getirebileceğimizi düşünüyorum. Mustafa Armağan - Bursa ve cami avlusu, Bursa ve şadırvan, Bursa ve su. İşte Tanpınar’ın Bursa özeti budur. Her sükunet mahalli bir cami avlusu, her yapı bir şadırvan ve her hışırtı bir su akışı. Herkesin her gün baktığı ama sadece Tanpınar’ın Bursa’da keşfettiği budur. Her şehir, bir kadın gibi, kendisindeki güzelliği görüp kendisi hakkında şiir yazacak şairini beklermiş. Şairini bekleyen Bursa’ya Tanpınar kadar yakışan şair; Bursa’da Zaman kadar yakışan şiir var mıdır?............ Belki de Tanpınar’ı bütün şehirlerden daha çok Bursa’ya bağlayan, Bursa’yı zamana karşı direndiren, onu her daim zaman-ötesi yapan mimarisidir. Aslında, zaten şehir deyince, Tanpınar nezdinde onu oluşturan mekansılıkların, somut değerlerin yan yana gelerek organizma teşkil eden organların sistemli ve bir bütünü oluşturacak derecedeki uyumlu görünümleri anlaşılmaktadır. Tarih, estetik, musiki, mimari, güzel yazı, resim onun en fazla ilgi gösterdiği diğer alanlardır. Buna rağmen bütün bu saydığım öğeleri topluca barındıran kuvvetli bir mekan duygusuna sahiptir o. Bu mekan şehir’dir, Tanpınar’da. Şehri, yukarıda saydığımız tüm öğeleri içinde taşıyan veya insanı onlara götüren bir açık hava müzesi gibi de algılayan yazar, mesela, Bursa’dan bahsederken Ben ki Bursa’yı o kadar severim, sanatımın ve hayatımın bütün bir tarafını bu şehre borçluyum’ diyecektir. Aslında Tanpınar’ın, öteki şehirlerin de şahsında, Bursa’yı bu kadar sevişi ve ona bağlanışının altında yatan temel gerçeklik kendisiyle Yahya Kemal arasında kurduğu estetik bakış benzerliğidir. Bir anlamda, Yahya Kemal’in İstanbul’a bakışını Tanpınar, Bursa’ya bakış olarak devam ettirmiştir. Peki bu bakış nasıl bir açıyı gerektirmektedir? Tıpkı Yahya Kemal gibi Tanpınar da, şehri somut kimliğinden çıkmış, sesi, edası, ruhu olan bir özne gibi düşünür. Şehir, insan gözüyle karşılaşır karşılaşmaz, bir anlamda kimlik kazanır, nesne olmaktan çıkarak, kanlı canlı bir özneye dönüşür…….. Şehrin ruhuyla insan ruhunun en şiirsel biçimde meze olduğunu gösteren şey, şehrin insana zamanı unutturmasıdır. Zaman yoksa dert de, ağrı da yoktur. En bahtiyar şehirler, kendilerine konuk olan insanlara zamanı unutturanlardır. Çünkü zamansızlık bir vecd ve kendinden geçme durumudur. Tanpınar, Beş Şehir’de yer alan her şehir için övücü, onore edici şeyler söylemiştir. Ancak kendisine “zaman mefhumunu kaybettiren” tek şehir Bursa olmuştur. Bu yüzdendir ki, eserde, İstanbul, Konya, Erzurum ve Ankara sadece isimleriyle yer alırken Bursa, zamanla birlikte anılmıştır. Çünkü Tanpınar’a göre, Bursa zamanı ortadan ikiye ayırmıştır. Kronolojik olanla derinin altına yerleşerek hayatı oradan seyreden zaman arasındaki farkı bir tek Bursa’da müşahede etmiştir. İsmet Emre
Şiirler Bursa’da Zaman Şiiri – Ahmet Hamdi Tanpınar Bursa’da eski bir cami avlusu,Küçük şadırvanda şakırdayan zamanından kalma bir duvar…Onunla bir yaşta ihtiyar çınarEliyor dört yana sakin bir rüyadan arta kalmanın hüznüİçinden gülüyor bana çeşmenin serinliğindenOvanın yeşili göğün mavisiVe mimarilerin en ilahisi. Bir zafer müjdesi burda her isimSanki tek bir anda gün, saat, mevsimYaşıyor sihrini geçmiş zamanınHala bu taşlarda gülen rüyanınGüvercin bakışlı sessizlik bileÇınlıyor bir sonsuz devam bir fecrin zafer aynası,Muradiye, sabrın acı meyvası,Ömrünün timsali beyaz Nilüfer,Türbeler, camileri eski bahçeler,Şanlı hikayesi binlerce erinSesi nabzım olmuş hengamelerinNakleder yadını gelen geçene. Bu hayalde uyur Bursa her gece,Her şafak onunla uyanır, gülerGümüş aydınlıkta serviler, güllerSerin hülyasıyla sanki bir mucizenin,Su sesi ve kanat şakırtısındanBillur bir avize Bursa’da zaman, Yeşil Türbesini gezdik dün akşam,Duyduk Bir musikî gibi zamandanÇinilere sinmiş Kur’an günlerinin saf neşesiniAydınlanmış buldum tebessümünle. İsterdim bu eski yerde seninleBaşbaşa uyumak son uykumuzu,Bu hayal içinde… ve ufkumuzuÇepçevre kaplasın bu ziya, bu renk,Havayı dolduran uhrevi ilah uykusu olur elbetteÖlüm bu tılsımlı ebediyetteBelki de rüyası büyük cetlerin,Beyaz bahçesinde su seslerinin. AHMET HAMDİ TANPINAR BÜTÜN ŞİİRLERİ
Bursa'da Zaman Bursa'da bir eski cami avlusu, Küçük şadırvanda şakırdıyan su; Orhan zamanından kalma bir duvar... Onunla bir yaşta ihtiyar çınar Eliyor dört yana sakin bir günü. Bir rüyadan arta kalmanın hüznü İçinde gülüyor bana derinden. Yüzlerce çeşmenin serinliğinden Ovanın yeşili göğün mavisi Ve mimarîlerin en ilâhisi. Bir zafer müjdesi burda her isim Sanki tek bir anda gün, saat, mevsim Yaşıyor sihrini geçmiş zamanın Hâlâ bu taşlarda gülen rüyanın. Güvercin bakışlı sessizlik bile Çınlıyor bir sonsuz devam vehmiyle. Gümüşlü bir fecrin zafer aynası, Muradiye, sabrın acı meyvası, Ömrünün timsali beyaz Nilüfer, Türbeler, camiler, eski bahçeler, Şanlı hikâyesi binlerce erin Sesi nabzım olmuş hengâmelerin Nakleder yâdını gelen geçene. Bu hayâle uyur Bursa her gece, Her şafak onunla uyanır, güler Gümüş aydınlıkta serviler, güller Serin hülyasıyla çeşmelerinin. Başındayım sanki bir mucizenin, Su sesi ve kanat şakırtılarından Billûr bir âvize Bursa'da zaman. Yeşil türbesini gezdik dün akşam, Duyduk bir musikî gibi zamandan Çinilere sinmiş Kur'an sesini. Fetih günlerinin saf neşesini Aydınlanmış buldum tebessümünle. İsterdim bu eski yerde seninle Başbaşa uyumak son uykumuzu, Bu hayâl içinde... Ve ufkumuzu Çepçevre kaplasın bu ziya, bu renk, Havayı dolduran uhrevî âhenk.. Bir ilâh uykusu olur elbette Ölüm bu tılsımlı ebediyette, Belki de rüyâsı bu cetlerin, Beyaz bahçesinde su seslerinin. Diğer Ahmet Hamdi Tanpınar Şiirleri AdsızHer Şey Yerli YerindeBir Gül Bu KaranlıklardaLeylaBaşımızın Üstünde Bir Bulutun
En Güzel ve Kısa Ahmet Hamdi Tanpınar Şiirleri Ahmet Hamdi Tanpınar 1901 yılında İstanbul’da doğmuştur. Mesleği öğretmenlik olan ve Cumhuriyet Dönemi’nde öğretmenlik görevini icra eden Tanpınar’ın tanınması “Bursa’da Zaman” şiiriyle olmuştur. Bunun ardından Türk edebiyatına birçok ölümsüz bırakan Ahmet Hamdi Tanpınar 1962 yılında hayatını kaybetmiştir. Bu içeriğimizde tıpkı Ahmet Hamdi Tanpınar sözleri içeriğinde olduğu gibi Ahmet Hamdi Tanpınar’ın en güzel ve kısa şiirlerini derledik. 1. Bursa’da Zaman 2. Ne İçindeyim Zamanın 3. Yağmur 4. Annem İçin 5. Sonbahar 6. Herşey Yerli Yerinde 7. Özlem... 8. Aşk!.. 9. Mavi Maviydi Gökyüzü 10. Bekleyeceğim 11. Bütün Yaz 12. Leyla 13. Bir Gül Bu Karanlıklarda 14. Sen ve Ben 15. Başımızın Üstünde Bir Bulutun Ahmet Hamdi Tanpınar Şiirleri; 1. Bursa’da Zaman Bursa'da eski bir cami avlusu, Küçük şadırvanda şakırdayan su. Orhan zamanından kalma bir duvar... Onunla bir yaşta ihtiyar çınar Eliyor dört yana sakin bir günü. Bir rüyadan arta kalmanın hüznü İçinden gülüyor bana derinden. Yüzlerce çeşmenin serinliğinden Ovanın yeşili göğün mavisi Ve mimarilerin en ilahisi. Bir zafer müjdesi burda her isim Sanki tek bir anda gün, saat, mevsim Yaşıyor sihrini geçmiş zamanın Hala bu taşlarda gülen rüyanın Güvercin bakışlı sessizlik bile Çınlıyor bir sonsuz devam vehmiyle. Gümüşlü bir fecrin zafer aynası, Muradiye, sabrın acı meyvası, Ömrünün timsali beyaz Nilüfer, Türbeler, camileri eski bahçeler, Şanlı hikayesi binlerce erin Sesi nabzım olmuş hengamelerin Nakleder yadını gelen geçene. Bu hayalde uyur Bursa her gece, Her şafak onunla uyanır, güler Gümüş aydınlıkta serviler, güller Serin hülyasıyla çeşmelerinin. Başındayım sanki bir mucizenin, Su sesi ve kanat şakırtısından Billur bir avize Bursa'da zaman, Yeşil Türbesini gezdik dün akşam, Duyduk Bir musikî gibi zamandan Çinilere sinmiş Kur'an sesini. Fetih günlerinin saf neşesini Aydınlanmış buldum tebessümünle. İsterdim bu eski yerde seninle Başbaşa uyumak son uykumuzu, Bu hayal içinde... ve ufkumuzu Çepçevre kaplasın bu ziya, bu renk, Havayı dolduran uhrevi ahenk. Bir ilah uykusu olur elbette Ölüm bu tılsımlı ebediyette Belki de rüyası büyük cetlerin, Beyaz bahçesinde su seslerinin. 2. Ne İçindeyim Zamanın Ne içindeyim zamanın Ne de büsbütün dışında; Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında, Bir garip rüya rengiyle Uyumuş gibi her şekil, Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil. Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen; Içim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş; Koku bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim, Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim 3. Yağmur Uyu! Gözlerinde renksiz bir perde, Bir parça uzaklaş kederlerinden. Bir ruh gülümsüyor gibi derinden, Mehtabın ördüğü saatler nerde? Varsın bahçelerde rüzgar gezinsin, Yağmur ince ince toprağa sinsin, Bir başka alemden gelmiş gibisin, Dalmış gözlerinle pencerelerde. 4. Annem İçin Bir günümüz bile sensiz geçmezken Şimdi mezarına hasretiz anne... Issız bir mezarlık, kimsesiz bir yer Gölgesinde ulu, loş bir mâbedin Bir yığın toprakla bir parça mermer Sırrıyla haşr olmuş orda ebedin. Bir yığın toprakla bir parça mermer, Üstünde yazılı yaşınla, adın; Baş ucunda matem renkli serviler Hüznüyle titreşir sanki hayatın. Seni gömdük anne yıllarca evvel Göz yaşlarımızla bu ıssız yere Kimsesiz bir akşam ziyaya bedel Matem dağıtırken hasta kalblere. Kimsesiz bir akşam, ezelden yorgun Hüznüyle erirken Dicle de sessiz, Öksüzlük denilen acıyla vurgun Bir başka ölüydük bu toprakta biz. 5. Sonbahar Durgun havuzları işlesin bırak Yaprakların güneş ve ölüm rengi, Sen kalbini dinle,ufkuna bak. Düşünme mevsimi inleten rengi Elemdir mest etsin ruhunu Eser rüzgarların durgun ahengi. Yan yana sessizce mevsimle keder Hicrana aldanmış kalbimde gezin Esen rüzgarlara sen kendini ver. 6. Herşey Yerli Yerinde Her şey yerli yerinde; havuz başında servi Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan, Eşya aksetmiş gibi tılsımlı bir uykudan, Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak, Serpilen aydınlıkta dalların arasından Büyülenmiş bir ceylan gibi bakıyor zaman Sessizlik dokunuyor bir yerde yaprak yaprak… Biliyorum gölgede senin uyuduğunu Bir deniz mağarası kadar kuytu ve serin Hazların aleminde yumulmuş kirpiklerin Yüzünde bir tebessüm bu ağır öğle sonu. Belki rüyalarındır bu taze açmış güller, Bu yumuşak aydınlık dalların tepesinde, Bitmeyen aşk türküsü kumruların sesinde, Rüyası ömrümüzün çünkü eşyaya siner. Her şey yerli yerinde; bir dolap uzaklarda Azapta bir ruh gibi gıcırdıyor durmadan, Bir şeyler hatırlıyor belki maceramızdan Kuru güz yaprakları uçuşuyor rüzgarda. 7. Özlem... Kime dokunsam sensin Kimi çağırsa dudaklarım... Başımın tacı, canım efendim. Görünmez çığlıklarımı gören Eğilmez başımı öpensin. Sen bir deniz derinliğisin Uslanmak bilmez kederler ülkesi... Coşup yağan fırtına sessizliğim Kül kedisi yorgunluğunda kalbim Masalcı ninesini arıyor 8. Aşk!.. Aşk dediğin nedir ki Tenden bedenden sıyrık Çocukların içinde Yaşadığı bir çığlık Aşk dediğin nedir ki Histen nefesten varlık Umutsuzluk içinde Karanlığa son ıslık 9. Mavi Maviydi Gökyüzü Mavi, maviydi gökyüzü Bulutlar beyaz, beyazdı Boşluğu ve üzüntüsü İçinde ne garip yazdı... Garip, güzel, sonra mahzun Işıkla yağmur beraber, Bir türkü ki gamlı, uzun, Ve sen gülünce açan güller, Beyaz, beyazdı bulutlar, Gölgeler buğulu, derin; Ah o hiç dinmeyen rüzgâr Ve uykusu çiçeklerin. Mor aydınlıkta bir çınar Veya kestane dibinde; Mahmur süzülen bakışlar İkindi saatlerinde... Birden gülümseyen yüzün Sabahların aynasında Ve beni çıldırtan hüzün İki bakış arasında. 10. Bekleyeceğim Aylar geçip yıllar olsa da Yıllar geçip zaman dolsa da Aşkın arzuları beni boğsa da Bir gün seversin diye bekleyeceğim Bugün nişanlansan, yarın evlensen Benden başka binbir kişi sevsen Hepsiyle ayrı ayrı izdivaç görsen Bir gün dönersin diye bekleyeceğim Seni beklemekle geçse de ömrüm Şu fani dünyada kalmasa günüm Senden uzakta ölürsem bir gün Ahirette seni bekleyeceğim... 11. Bütün Yaz Ne güzel geçti bütün yaz, Geceler küçük bahçede... Sen zambaklar kadar beyaz Ve ürkek bir düşüncede, Sanki mehtaplı gecede, Hülyan, eşiği aşılmaz Bir saray olmuştur bize; Hapsolmuş gibiydim bense, Bir çözülmez bilmecede. Ne güzel geçti bütün yaz, Geceler küçük bahçede… 12. Leyla Bu akşam rüyamda Leyla'yı gördüm Derdini ağlarken yanan bir muma; İpek saçlarını elimle ördüm, Ve bir kemend gibi taktım boynuma Bu akşam rüyamda Leyla'yı gördüm. Leyla...Ela gözlü bir çöl ahusu Saçları bahtından daha siyahtır. Kurmuş diye sevda yolunda pusu Döktüğü gözyaşı, çektiği ahdır. Leyla...Ela gözlü bir çöl ahusu. Bir damla inciydi kirpiklerinde, Aşkın ızdırapla dolu rüyası Bir başka güzellik var kederinde Bir başka alem ki ruhunun yası Sessiz incileşir kirpiklerinde. 13. Bir Gül Bu Karanlıklarda Bir gül bu karanlıklarda Sükute kendini mercan Bir kadeh gibi sunmada Zamanın aralığından. Başında bu mucizenin Sesler, kokular ve renkler Ebediyete kadar derin Bir anın vadiyle bekler. Ve diyor fecirden berrak Sesiyle her ürperişte Geceyi yumuşatarak Bütün gözyaşlarım işte. Serinletmesin, ne çıkar Bu ümitsiz yalvarışı Hiç bir meyve ve pınar Ne de günlerin akışı. Yetmez mi bu müjde sana Aydınlatırsam alnını Ben her rüyayı zamana Taşıyan yıldız kervanı. 14. Sen ve Ben İçme, ilk yudumda zehirler seni Bahtın kadehime döktüğü şarap. Her akşam koynunda uyutur beni, Her sabah alnımdan öper ızdırap. Sen, yirmi yaşında bir baharsın ki Gölgende neş'enin rüzgârı eser. Düşünen alnımda benim her çizgi Baharı olmayan bir kışa benzer Sana ufuklar “Gel! ” diye bağırır, Ellerinde çiçek haykırarak Seni gür sesiyle hayat çağırır, Beni de çiğneyip geçtiğin toprak... 15. Başımızın Üstünde Bir Bulutun Başımızın üstünde bir bulutun Güneşe asılmış gölgesi, Uzakta toz halinde dağılan Yoğurtçu sesi, Gün bitmeden başladı içimizde Yarınsız insanların gecesi.
Bursa'da Zaman Bursa'da bir eski cami avlusu. Küçük şadırvanda sakırdayan su; Orhan zamanından kalma bir duvar... Onunla bir yaşta ihtiyar çınar, Eliyor dört yana sakin bir günü. Bir rüyadan arta kalmanın hüznü. İçinde gülüyor bana derinden. Yüzlerce çeşmenin serinliğinden Ovanın yeşili göğün mavisi Ve minarelerin en ilahisi. Bir zafer müjdesi burada her isim Sanki tek bir anda gün, saat, mevsim Yaşıyor sırrını geçmiş zamanın, Hala bu taslarda gülen rüyanın. Güvercin bakışlı sessizlik bile Çınlıyor bir sonsuz devam vehmiyle, Gümüşlü, bir fecrin zafer aynası, Muradiye, sabrın acı meyvesi. Ömrünün timsali beyaz Nilüfer, Türbeler, camiler, eski bahçeler Şanlı hikayesi binlerce erin, Sesi nabzım olmuş hengamelerin Nakleder yâdını gelen geçene Bu hayalde uyur Bursa her gece, Her şafak onunla uyanır, güler. Gümüş aydınlıkta, serviler, güller Serin hülyasıyla çeşmelerin, Başındayım sanki bir mucizenin. Su sesi ve kanat şakırtısından Billur bir avize Bursa'da zaman. Yeşil türbesini gezdik dün aksam, Duyduk bir musiki gibi zamandan Çinilere sinmiş Kur'an sesini. Fetih günlerinin saf neşesini, Aydınlanmış buldum tebessümünle, İsterdim bu eski yerde seninle Baş başa uyumak son uykumuzu. Bu hayal içinde... Ve ufkumuzu. Çepçevre kaplasın bu ziya, bu renk, Havayı dolduran uhrevi ahenk. Bir ilah uykusu olur elbette Ölüm bir tılsımlı ebediyette, Belki de rüyası büyük cedlerin, Beyaz bahçesinde su seslerinin. Ahmet Hamdi TANPINAR Şiir Teması Konusu Bursa Ahmet Hamdi TANPINAR Şiirleri Paylaş 890 kez okundu.
ahmet hamdi tanpınar şiirleri bursada zaman